Tedarik zincirinde manuel süreçlerin otomasyonu, operasyonun optimize edilmesi ve müşteri memnuniyetinin artırılması için gereken teknolojileri keşfedin.

Teknolojinin Yoğun Tedarik Zinciri Yönetimine Etkisi

Tedarik zinciri operasyonları son birkaç yıl içerisinde inanılmaz bir dönüşüm geçirdi ve bu devrimin ön saflarında teknoloji yer alıyor. IDC, 2023 itibarıyla tedarik zinciri için yapılan teknoloji harcamalarının dünya çapında 500 milyar dolara ulaşmasını beklediğini açıklamıştı. Bu bile başlı başına şirketlerin operasyonel verimlilik ve müşteri memnuniyetini artırmak için teknolojiye olan inancının güçlü bir göstergesi.  

Verimlilik; hepimizin hedefi ve teknoloji burada müthiş imkanlar sunuyor. Örneğin McKinsey Global Institute yayınladığı raporda yapay zekanın, tedarik zinciri yönetiminde %61'e varan verimlilik artışı sağlayabileceğini ortaya koyuyor. Teknoloji tedarik zincirinin başından sonuna kadar, manuel süreçlerin otomasyonu, hataların azaltılması, operasyonun optimize edilmesi, müşteri memnuniyetinin artırılması, yeni müşterilere ulaşma gibi pek çok alanda şirketleri ileri taşıyarak rekabet avantajı elde etmelerini sağlıyor. Dahası, takip sistemleri ve gerçek zamanlı analitikler sunarak, tedarik zinciri boyunca takip edilebilirliği ve görünürlüğü artırıyor. Böylece şirketler sorunlu alanları tespit edebiliyor, bunlara veri tabanlı kararlarla müdahale edebiliyor, rotaları optimize edebiliyor ve genel performanslarını iyileştirebiliyor.  

Peki, hangi teknolojiler? Tedarik zinciri içerisinde yoğun bir operasyon yürüten, farklı pazarlarda, çok kanallı şekilde ve geniş hacimlerde satış yapan şirketler, bu teknolojilerden nasıl fayda sağlayabilir? Gelin, fulfillment perspektifinden inceleyelim.  

Teknolojik yeterlilikler ihtiyaçlar hiyerarşisinde bir şirket için piramidin çok üstünde yer alıyor olabilir. Daha temel sıkıntılarınız olduğunu düşünüyorsanız, belki de bu blog’umuzu okumalısınız: Fulfillment Hizmet Sağlayıcınızı Neden Değiştirmelisiniz? 

Yapay zeka: Şirketlerin operasyonel verimliliklerini artırmalarına, yeni müşteri segmentlerini keşfedip yeni pazarlara açılmalarına, müşteri memnuniyetini artırmaları ve sadakati geliştirmelerine, sonucunda da karlılıklarını artırmalarına yardımcı oluyor. İnsanların karar alma süreçlerini ve önceki aksiyonları taklit ederek, yeni koşullara uygun çözümler üretilmesini sağlıyor. Tedarik zinciri özelinde ayrıca doğru stok seviyelerini tahmin etme, optimum rota hesaplamaları yapma ve müşteri hizmetleri süreçlerini otomatize etme konusunda devrim yaratıyor. 

Robotik: Robotik çözümler, özellikle otomasyon tabanlı depo sistemleri ile lojistik süreçlerinde büyük ilerlemeler kaydedilmesini sağlıyor. Tedarik zincirinde işleri durma noktasına getirebilecek veya paha biçilemez bir destek sağlayabilecek kritik bir halka olan depolama aşamasında özellikle öne çıkıyor. Otonom mobil robotlardan (AMR), rafa tırmanan toplama ve kaldırma robotları ile cobot'lara kadar pek çok şekillerde kullanılabiliyor ve verimliliği zirveye taşıyorlar.  

OPLOG olarak bizler de, bu içgörülerle OPLOG’a E-COM Berlin’de Yılın İnovasyonu ödülünü getiren TARQAN’ı yarattık. 2024 itibarıyla dünyadaki tüm depolarımızda kullanıma soktuğumuz lojistik robotumuz TARQAN, dünyanın en ince lojistik robotu olmasının yanı sıra 1 tona kadar yük kaldırma kapasitesi ile de sınıfının en güçlüsü. Hataya meyilli manuel operasyonların aksine, sipariş toplama aşamasında %99,99 doğruluk sunuyor. Toplama süreçlerindeki yürüme ihtiyacını ortadan kaldırarak, siparişlerin depolardan %400 daha hızlı çıkmasını sağlıyor. Artan verimlilik ve doğruluğun yanı sıra depo operasyonlarında işgücü maliyetlerinden tasarruf sağlıyor. İnsanlar için fiziksel olarak zorlu olan görevleri yerine getirerek iş yerindeki güvenliği artırıyor.  

Blokchain: Gartner'ın tahminlerine göre, 2025'e kadar blokchain tabanlı tedarik zinciri çözümleri, tüm dünyadaki işletmelerin %30'unu etkileyecek. Blokchain, ürünlerin kökenini doğrulama ve tedarik zincirindeki işlemlerin güvenilirliğini artırma konusunda öne çıkıyor. Özellikle e-ihracatta ürün menşei konusunda taahhüt vermek zorunda olan şirketler için oldukça avantajlı olabilir. Sözleşme yönetimi, gümrük belgeleri ve ödeme düzenlemeleri gibi süreçlerin kolaylaştırılmasına, evrak işlerinin azaltılmasına ve aracılara olan ihtiyacın ortadan kaldırılmasına yardım edebilir. Bu da sadece verimliliğin değil, güvenin de artırılmasını, özellikle sınır ötesi tedarik zinciri süreçlerinde dolandırıcılık gibi risklerin azaltılmasını sağlar.  

Büyük veri ve analitik: Büyük veri analitiği en genel haliyle şirketlerin kararlarını daha somut temeller üzerine oturtmasına yardımcı oluyor. Deloitte'un ilgili araştırması, büyük veri ve analitik teknolojilerinin, tedarik zinciri karar verme süreçlerinde %36 oranında iyileşme sağlayabileceğine işaret ediyor. Bu araçlar, pazar trendlerini daha iyi anlama ve stok seviyelerini dinamik bir şekilde yönetme imkanı tanıyor. Gerçek zamanlı veri analizi sayesinde, işletmeler stokları daha doğru bir şekilde tahmin edebiliyor, fazla stok maliyetlerini azaltabiliyor ve talebe daha iyi yanıt verebiliyorlar. Bu şekilde operasyonel maliyetleri düşürürken müşteri memnuniyetini artırabiliyorlar. 

OPLOG’dan örnek vermek gerekirse, büyük veriyi kullanan Depo Yönetim Sistemimiz ile müşteri davranışlarını analiz ederek müşterilerimizin stok ihtiyacını öngörebilmesine yardımcı oluyoruz. Stok kararlarını optimize ederek stockout durumlarını engelliyor; satmayan ürünleri tespit ederek alan ve maliyet tasarrufu sağlıyoruz. Ürünlerinizin üretimden satış ve iadeye kadar tüm yaşam döngüsünü takip etme imkanı sunarak, operasyonunuzun işlerliği konusunda içgörü edinmenizi mümkün kılıyoruz. Ya da hangi ürünün hangi bölgede daha çok talep edildiğini ölçümleyerek, toplam stokun ne kadarının farklı lokasyonlardaki depolarımızın hangisinde olması gerektiğini belirleyebiliyoruz. 

Entegrasyon teknolojileri: Yoğun tedarik zincirlerinde birçok farklı sistem ve platform bulunuyor. Sürecin verimli işleyebilmesi için bu sistemler arasında sorunsuz bir iletişim sağlayarak veri alışverişini ve iş akışlarını optimize eden altyapılara ihtiyaç duyuluyor. Entegrasyon teknolojileri, bunun ötesinde süreçleri otomatikleştirip manuel iş yükünü azaltarak, örneğin, sipariş alma, fatura oluşturma, envanter güncelleme gibi süreçleri daha verimli ve hatasız hale getiriyor. Ya da stok seviyelerinin optimize edilip, tedarik süreçlerindeki belirsizliklerin ortadan kalkmasına ve sürecin hızlandırılmasına katkıda bulunuyor.  

Bizim omnichannel fulfillment hizmetimizin kalbinde de OPLOG One yer alıyor. Tamamen OPLOG Teknoloji ekibi tarafından tasarlanan ve bulut üzerinden erişilebilen OPLOG One şirketlere her an, tüm cihazlar üzerinden, operasyonları üzerinde uçtan uca kesintisiz kontrol imkanı sağlıyor. Farklı satış kanalları ve tedarik süreçlerini tek bir noktadan yönetme ve analiz etmelerine; stoklarını, siparişleri, iadeleri ve çok daha fazlasını kolaylıkla takip ederek karar süreçlerinde hız kazanmalarına imkan veriyor.  

E-ticaret şirketlerinin karşılaştığı genel sorunları siz de yaşıyor musunuz? Yoksa kendinize has sorunlarla mı başa çıkmaya çalışıyorsunuz? OPLOG olarak müşterilerimizin özel ihtiyaçlarına, markaya dedike müşteri hizmetleri temsilcilerimizle yanıt veriyoruz.  

Tedarik zincirini optimize etmenin önemli zorluklarından biri de, ürünlerin teslimat adreslerine iletildiği aşamanın karmaşıklığıdır. Teknoloji, üreticilerin her damla yakıttan en iyi şekilde yararlanmaları ve tüketiciye ürünlerini en hızlı şekilde ulaştırmaları için çok çeşitli imkanlar sunuyor. Örneğin OPLOG özel yazılımları ile ürün özellikleri, teslimat adresi ve benzeri değişkenlere göre, en hızlı ve optimum maliyetli kargo şirketi seçeneğini saniyeler içinde belirliyor. Sayısı 10’u aşan farklı kargo firmasıyla yaptığı anlaşmalar sayesinde piyasa fiyatlarının oldukça altında tarifeler üzerinden çalışmanın ötesinde, OPLOG K.A.S. (Kargo Alarm Sistemi) sistemi entegre olduğu kargo şirketlerinin portallarına bağlanarak, ortalama teslim sürelerini aşan gönderimlerle ilgili müşterilere anlık bilgi akışı sağlıyor. Böylece gecikmeler de engelleniyor.  

Daha dirençli, daha doğru, daha karlı, daha rekabetçi 

E-ticaret dinamikleri doğrultusunda hem ticaretin kuralları hem de tüketicilerin beklentileri her geçen gün adeta yeniden yazılıyor. Anlık sipariş işleme ve hızlı teslimat talepleri, işletmeleri daha hızlı ve esnek lojistik çözümleri bulmaya itiyor. Teknoloji, tedarik zinciri ağlarını daha esnek hale getirerek ve alternatif tedarikçi ve dağıtım yollarını hızla devreye sokarak hem hız ihtiyacına yanıt veriyor hem de pandemi veya küresel tedarik krizleri gibi dönemlerde, tedarik zincirlerinin daha dirençli ve çevik olmasına imkan tanıyor.  

OPLOG olarak bizler de, temeli teknoloji üzerine kurulmuş bir şirketiz. Türkiye, Almanya, İngiltere ve ABD’deki depolarımızla, teknoloji tabanlı sistemimiz ve 10 yılı aşkın deneyimimizle, 150’yi aşkın müşterimizin, tedarik zincirlerini yenilikçi teknolojik çözümlerle donatıyoruz. Sadece bugünün zorluklarını aşmakla kalmıyor, müşterilerimizle bir arada yürüdüğümüz yolda, gelecekteki fırsatları da maksimize ediyoruz.  

Rekabet gücünüzü zirveye taşımak ve sürdürülebilir başarı sağlamak için,  

Üstelik şimdi, onboarding süreçlerinde, 2 kamyona kadar taşınma masraflarınızı biz karşılıyoruz! 

Alışveriş sezonu sonunda stok durumunuzu değerlendirmek, edindiğiniz verilere göre olası stok sorunlarını önlemek ve çözmek için tavsiyelerimizi okuyun.  

Alışveriş Sezonunun Ardından: Stok Durumunuzu Değerlendirin

Alışveriş sezonunun pik yaptığı Kasım ayı bitti. Kimi markalar yılsonu indirimleriyle sezonu uzatacak ancak her koşulda 1 Ocak’ta sonlandıracak. Sezon öncesinde, operasyonunuzu nasıl hazırlayabileceğinizden satışları artırmak için tüyolara, pazaryerleri ile stok senkronizasyonundan yurtdışı lojistiğe pek çok konudaki içeriklerimizle, markaların bu yoğun dönemi nasıl en verimli şekilde geçirebileceğini anlatmıştık. Bu makalelerden biri de, alışveriş sezonunda stok sorunlarının önüne geçmek için yapılabilecekler üzerineydi. Şimdi sezon yavaş yavaş geride kalırken, “ya sonra?” diyoruz. Yoğun talebin bir anda sonlandığı bu dönemde de stok yönetimi en az sezonun kendisi kadar titizlikle ele alınmalı. Bu makalemizde, sezon sonrası hangi analizleri yapabileceğinizi anlatacak, yaşayabileceğiniz olası stok sorunlarına değinecek ve çözüm önerileri getireceğiz.  

Alışveriş sezonu sonrasında elinizde, envanterinizin geleceğiyle ilgili yeni kararlar alırken ve operasyonunuzda gerekli kalibrasyonları yaparken kullanabileceğiniz zengin ve kapsamlı bir dataya kavuşmuş olacaksınız. Burada öncelikle performansınızı değerlendirip, sonrasında geleceğe yönelik adımlarınızı netleştirmelisiniz. Değerlendirmeye almanız gereken öncelikli verileri kısaca özetleyelim: 

Toplam satış miktarı, ürün bazında ve müşteri segmentlerine göre satışlar, satışların coğrafi dağılımı ve benzeri satış verileri 

Stok seviyelerindeki değişimler, stok/satış oranları, stok döngü hızı, tedarik süreçleri ve tedarikçi performansı 

Yeni müşteri kazanımı, müşteri yorumları, sadakat programı etkileşimleri, geri dönen müşterilerin davranış analizi gibi müşteri verileri 

Web sitesi ve mobil uygulamanızın ziyaret sayıları ve trafiği, dönüşüm oranları, sayfa yükleme süreleri ve kullanıcı deneyimi verileri gibi analitikler 

Kampanyalarınızın ve sosyal medya kanallarınızın etkileşimleri ve dönüşümleri, e-posta pazarlama performansı 

İade oranları ve nedenleri, müşteri hizmetleri talepleri ve yanıt süreleri, müşteri memnuniyet anket sonuçları 

Kar marjları ve kârlılık analizlerini içeren gelir ve gider analizleri 

Peki ya, sezon sonunda yüzleştiğiniz bazı sorunlar varsa? Gelin, stok yönetimi perspektifinden inceleyelim. 

Sezon sonrasında da talebe cevap verebilmenin önemi 

Yüksek talep karşısında stoklarınızı güzelce erittiğinizi ve bol karlı bir dönem geçirdiğinizi umuyoruz. Peki, sezon sonrasında süregelen talebe cevap verebilmek için tedarikçileriniz ve fulfillment partnerinizle gerekli planlamaları yapıp uyum içinde çalışmayı sürdürüyor musunuz? Sezonda ürünleriniz tükendiğinde, tedarikçilerinizin teslimat düzenlemeleri yapabilmeleri için zamana ihtiyaçları olacaktır. Envanterinizi vakit kaybetmeden yenilemek için, sezon öncesinden bu an için planlamalarınızı planlamış olmanız gerekiyor. Doğru ürünlerin deponuzda eksik olması veya fulfillment süreçlerinde aksamalar yaşamanız, kar ve müşteri kaybı ile müşteri sadakatinin azalmasına yol açar. Sezon boyunca edindiğiniz yeni müşterilerinizin yeniden gelecek taleplerine cevap veremez ve onları düzenli müşteri haline getiremezsiniz. Sonuçta müşterilerinizin ihtiyacı “hemen, şimdi” kategorisindedir ve o ihtiyaca sizin mağazanız cevap veremiyorsa, rakibinize gitmesi an meselesidir.  

Talep tahminlerinde hatanın acı sonu: Stok fazlası 

Alışveriş sezonunda satış performansınız talep öngörülerinizin altında kaldıysa ve gereğinden fazla mal tedarik edip depoladıysanız, stok fazlası sorunuyla karşı karşıyasınız demektir. Bu yeni ürünlere harcayabileceğiniz bütçenin donması anlamına gelir. Stok fazlası sizi depodaki ürünlerinizi bir an önce eritip bu donan bütçeyi kullanılabilir hale getirmek için plan dışı promosyonlar düzenlemeye zorlar. Sınırlı raf ömrü olan ürünlerinizi hızlıca elden çıkarmanız gerekir. Satılamayan ürünler ise ölü stoka sebep olur. Kozmetik ve kişisel bakım, elektronik, moda ve giyim gibi çok sayıda SKU'ya sahip ve/veya son kullanma tarihlerine duyarlı sektörlerden birinde faaliyet gösteriyorsanız, yetersiz veya fazla stok sorunlarına daha yatkın olacaksınızdır.  

Özellikle son kullanma tarihi hassasiyeti nedeniyle, stok sorunları yaşamaya yatkın olan tüketici sağlığı sektöründe hizmet veren Çaresivar ile, sipariş karşılama ve stok yönetimi alanındaki çalışmalarla sonu başarıya çıkan iş birliğimizin hikayesini okuyun!  

Alışveriş sezonu sonrası en kötü senaryo: Ölü stok 

Ölü stok, yani satamayacağınız stok perakendeciler için en büyük gelir kaybı nedenlerindendir. Planladığınız geliri elde edemediğiniz gibi, depolama maliyetlerinizi de artıracaktır. Ölü stokla başa çıkmak için, pek de ideal olmayan birkaç yöntem vardır. Ürünlerinizi indirimli fiyatla satmaya çalışabilirsiniz ancak bu genellikle gelir kaybını telafi etmeyecektir. Ürünlerinizi bağışlamayı düşünebilirsiniz ancak bu da lojistik maliyeti anlamına gelir. Son seçenek ise malı basitçe elden çıkarmaktır.  

Alışveriş sezonunda bu sorunlardan biriyle karşılaştıysanız, talep tahminlerinizi doğru yapamamış ya da stok seviyelerinizi optimize edememiş olabilirsiniz. Ayrıca ürünlerinizde veya satış-pazarlama stratejinizde hatalar olabilir. Çözüm, uzun vadeli ancak imkansız değil. İlk başlıkta anlattığımız analizleri daha derinlemesine ve diğer başlıkları daha yetkin şekilde ele almak için, şimdi doğru zaman.  

Stok yönetiminizi kolaylaştıracak yöntemleri keşfedin! 

Alışveriş sezonu sonrasında operasyonunuzda iyileştirilmesi gereken noktaları belirledikten sonra, çözüme nasıl ulaşacağınız konusunda yeni fikir, yöntem ve teknolojilere ihtiyaç duyduğunuzu tespit etmiş olabilirsiniz. Bu konuda OPLOG olarak, omnichannel fulfillment alanındaki 10 yılı aşkın deneyimimizle 150’yi aşkın müşterimize destek olduğumuz gibi sizin için de fark yaratabiliriz. Alanımızın en üstün teknolojik altyapılarına sahip sistemimizle, e-ticarette müşteriniz satın al butonuna tıkladıktan sonraki tüm süreci, stok yönetiminden sipariş karşılama ve kargolamaya kadar kusursuz bir şekilde yönetiyoruz. OPLOG One arayüzümüzle tedarik zinciri üzerinde size uçtan uca gerçek zamanlı kontrol imkanı sağlarken, veriye dayalı raporlamalarımızla geleceğe yönelik yeni iş kararlarınızı ayaklarınızı yere daha sağlam basarak alabilmenize destek oluyoruz.  

İster B2B ister B2C alanında faaliyet gösteriyor, isterseniz de operasyonlarınızı yurtdışında sürdürüyor olun… Türkiye, ABD, İngiltere ve Almanya’daki depolarımızla ve omnichannel fulfillment modelimizle, her sektörden ve her ölçekten müşterimizi başarıya taşıyoruz.  

Şirketinize özel ihtiyaçlara göre planlanmış çözümlerimizi ve OPLOG’un sizin için nasıl fark yaratabileceğini öğrenmek için uzmanlarımızla şimdi iletişime geçin. 

Operasyonunuzu alışveriş sezonuna 360 derece hazır hale getirmek için 5 kritik konuyu inceleyen yazımıza göz atın.

Operasyonunuzu Alışveriş Sezonuna Hazırlayın

Ekonominin kurallarının yerinden yazıldığı bugünlerde, yüksek enflasyon ortamına rağmen perakendede tüketici talebi güçlü bir seyir içerisinde. Bu koşullarda, tüketicide güven sağlayabilen, kusursuz bir deneyim sunan ve fiyat ile kalite arasında doğru dengeyi yakalayabilen şirketler pazar payını arttırarak büyüme oranlarını ileri taşımayı başarıyor.  

Önümüzde ise, talebin bir çığ gibi büyüyeceği, ciro grafiklerindeki o keyifli pik noktalarını göreceğimiz, yılın belki de en önemli sezonu var: Alışveriş sezonu! Bu dönemin sunduğu potansiyellerden maksimumda faydalanabilmek ve müşterilerinizle sezon sonrasında da devam edecek uzun soluklu ilişkiler kurabilmek için, Aralık sonuna dek sürecek bu serüvende hangi noktalara temas etmeniz gerektiğini 6 haftalık bir seri şeklinde sizlerle paylaşacağız. 

İlk makalemiz, hazırlık aşaması üzerine. Operasyonunuzu alışveriş sezonuna 360 derece hazır hale getirmek için gözden kaçırmamanız gereken 5 önemli konuyu hep birlikte inceleyelim. 

Alışveriş sezonu öncesinde, nasıl bir taleple karşılaşabileceğinizi hesapladınız mı? Geçmiş satış verilerinizi inceleyerek, hangi üründen ne kadar satıldığını, talepteki artış ve düşüşleri görebilir, yakaladığınız trendlere göre tahminlerinizi oluşturabilirsiniz. Ürünlerin sezonsallıktan etkilenip etkilenmediğini, tüketicinin hangi ürüne hangi dönemde daha çok ilgi gösterdiğini dikkate almak önemlidir. 

Burada analizlerinizi SKU ve SKU’nun örneğin renk veya beden gibi farklı varyantlarına kadar detaylarla inceleyebilir, yapacağınız modellemeler sayesinde alışveriş sezonuna hangi üründen kaçar adetle gireceğinizi hesaplayabilirsiniz. İhtiyacınız olan verileri satış yaptığınız farklı kanallar üzerinden edinebileceğiniz gibi, OPLOG One gibi bir altyapı ile stokunuzdan tüm kanallarınız için ne kadar ürün çıkışı olduğunu tek platform üzerinden anlık ve geriye dönük olarak görüntüleyebilirsiniz.  

Talep öngörüleri oluşturmak, müşterilerinize ürünlerinizi düzenli sunabilmek ve “out of stock” kalmamak için önemlidir.  Öngörüleri oluşturduktan sonra fiziksel olarak stoklarınızı kontrol etmeniz, stoku azalmış ürünlerin tedarik süreçlerini hesaba katarak erkenden siparişlerini geçmeniz, depolarınızdaki boş veya adreslenmemiş alanları belirleyerek depo operasyonu sırasında gerçekleşecek olası hataları engelleyebilmeniz gerekir. 

Ayrıca stoklarınız ile talep arasında bir denge sağlamak için oluşturacağınız bundle ürünlerin belirlenmesi ve elinizdeki son kullanma tarihi yaklaşan ürünler için talep öngörüleriyle paralel planlanmalar yapılması gibi alt kalemleri de hatırlatalım. 

Operasyonlarınızı alışveriş sezonunun tüm çılgınlığına hazırlayacak bir içeriğe ne dersiniz? Ücretsiz soru setimizi hemen indirin, operasyonlarınızı 360 derece iyileştirin!

Teknolojik altyapı testlerinizi tamamlayın 

Websiteniz birden yoğunlaşan talebi karşılayabilecek durumda mı? Yıl boyunca sitenize gelen toplam trafik, bir anda tek bir aya yığıldığında altyapınız bunu kaldırabilecek mi? Sitedeki son iyileştirmeleriniz, tüm eklenti veya özellikleriniz olması gerektiği gibi çalışıyor mu?  

Peki e-ticaret satışlarının %70’inin mobil üzerinden gerçekleştirildiği bir ekosistemde, alışveriş sezonu öncesinde sitenizin mobil uyumluluk testlerini ve mobil uygulamanızda güncellemelerinizi tamamladınız mı? Çalıştığınız pazaryerleri kendi yük testlerini yapmışlar mı? Fulfillment partneriniz veya kendi IT ekibiniz, kullandığınız depo yönetim yazılımının yoğun yük altındayken nasıl işlediğini test etti mi? Farklı satış kanallarınız arasında gerçek zamanlı stok senkronizasyonu sorunsuz gerçekleşiyor mu? 

Kaliteli ürünleri, doğru hedef kitleyle, etkin pazarlama araçlarını kullanarak buluşturduğunuzu varsayalım. Müşteri, sayfanıza geldiğinde sayfanız çalışmıyorsa veya tam alışverişe ikna olduğu noktada, teknik altyapı yetersizliği nedeniyle satın alma deneyimi sekteye uğruyorsa, ürün geliştirmeden pazarlamaya yaptığınız tüm yatırımlar boşa gider.  

Diğer taraftan, doğru ürünü müşterinize taahhüt ettiğiniz sürede teslim edebilmeniz için depo, stok yönetimi, kargo ve benzeri amaçlarla kullandığınız tüm yazılımların da kusursuz çalışıyor olması gerekir. Burada önerimiz, tüm geliştirmelerinizi ve testlerinizi Eylül’ün son haftasına kadar tamamlayıp, sonrasında durdurarak bu sezona tüm sistemleriniz stabil ve ölçeklenebilir bir şekilde girmeniz.  

Sizi alışveriş sezonuna hazırlayacak daha fazla öneriye ne dersiniz? Hemen webinarımıza kaydolun!

Alışveriş sezonu boyunca müşterilerinize verdiğiniz taahhütleri yerine getirebilmek için, daha çok personele, daha çok depo alanına ve genel olarak daha çok çalışma saatine ihtiyacınız olacak. Operasyonlarınızı şirket içinde yürütüyorsanız, sipariş karşılama işlemlerinin geneli için takımınızı geçici personellerle genişletmeyi düşünebilirsiniz. Mevcut ekibinizle ekstra mesailer veya vardiyalı çalışma anlaşmaları yapmak için iletişime geçebilirsiniz.  

Bir fulfillment şirketiyle çalışıyorsanız, onların size sağlayacağı yeterli depo alanı ve yeterli işgücü olup olmadığını, operasyonun 7/24 sürdürülüp sürdürülemeyeceğini sorgulamak önemli. Operasyona, talebe paralel olarak artacak iadelerin de ek bir yük getireceğini göz ardı etmeyin. Son olarak yine müşteri hizmetleri tarafında benzer bir ölçeklendirme gerekebileceğini unutmayın. Bu konuda atılacak adımların da yine yapacağınız talep tahminleri doğrultusunda netleşeceğini söylememize gerek yok.  

Kargo şirketleriyle görüşmelerinizin iki ayrı boyutu olacak ve her ikisi için de sezon öncesinde olabildiğince erkenci davranmakta fayda var. İlk olarak, siz anlaşmalı olduğunuz kargo şirketinin artan sipariş çıkışını karşılayacak şekilde operasyonunu ölçekleyeceğini varsayarken, onlar önünüze bazı kota kısıtlamaları getirebilirler. Kotaların daha yüksek olduğu erken dönemlerde, daha yüksek hacimler için anlaşma yapabilir veya gerekliyse birden çok kargo firmasıyla birden çalışma kararı alabilirsiniz. 

İkincisi, yoğunluğun giderek arttığı dönemlerde kargo firmalarının size nasıl bir performans sunacağını önceden netleştirmelisiniz. Tatil günlerinde hangi koşullarda çalıştıklarını, yoğun dönemlerde hangi günlerde ve saat kaça kadar kargo teslim aldıklarını bilin ki, örneğin sizi “hızlı kargo” seçeneğiniz olduğu için tercih eden bir müşteriniz, 3-4 gün boyunca teslimat bekleyerek hayal kırıklığına uğramasın.  

K.A.S. sistemimizle, gönderiniz için en uygun kargo firmasını firmaların yoğunluklarını da hesaba katarak saniyeler içerisinde belirliyor; 30’a yakın kargo şirketiyle avantajlı kota hacimleri ve fiyatlar üzerinden çalışıyoruz. Kendi depolarımızda yer alan kargo şubeleri sayesinde haftasonu siparişlerinde size 20 saate kadar zaman kazandırıyoruz. Kargoyla ilgili aksaklıkları, daha oluşmadan tespit edip çözüme kavuşturuyoruz.

Biliyor musunuz?

Sarf malzemesi stoklarınızı güncelleyin 

Gönderilerinizin paketlemesi en az ürününüzün kendisi kadar önemli. İyi bir paketleme öncelikle, ürünün müşteriye sorunsuz ve hasar almadan ulaşabilmesini sağlıyor. İkincisi marka değerinizi müşterinize fiziksel olarak yaşatabileceğiniz bir alan sağlıyor; özel bir kutu veya poşet markanızın bir süreliğine müşterinin hayatının içinde yer edinmesine imkan veriyor. 

Fakat biz OPLOG olarak her alışveriş sezonu öncesinde, depoya en son sarf malzemelerinin geldiğine tanık oluyoruz. Oysaki bu da başlı başına bir lojistik kalemi. Sarf malzemeleri için de eldeki talep öngörülerine göre bir stok miktarı belirlemek ve bazı paketleme malzemelerinin tedariki, ürünün kendisinden daha uzun sürebildiği için geç kalmadan sipariş geçmek gerekiyor. İkinci aşamada ise tıpkı ürünün stok takibi gibi, sarf malzemesi stoklarının da alışveriş sezonu boyunca düzenli takip edilmesi önem kazanıyor. 

Alışveriş Sezonu Özel Serimize kaydolmayı unutmayın! 

Alışveriş sezonunun artan talep ve iş yükü ile başa çıkmanıza yardımcı olacak daha bir sürü zengin içeriğe ulaşmak için sahip 6 haftalık özel serimize ücretsiz kaydolun! 

Alışveriş sezonunu sadık müşteriler yaratmak, marka değerinizi güçlendirmek ve pazar payınızı artırmak için en verimli şekilde geçirmek için OPLOG olarak size yardımcı olabileceğimiz çok şey var. Bunları konuşmak için şimdi bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Gelişmiş bir WMS sistemi ile tedarik ve depo yönetimindeki etkinliği artırarak müşteri bağlılığınızı nasıl güçlendirebileceğinizi keşfedin.

Depo Sistemleri ve Müşteri Bağlılığı

Müşteri Bağlılığınızı Artırmada Depo Yönetim Sistemlerinin Etkisi

Tüketicilerin birkaç tıkla binlerce ürüne ulaşılabildiği e-ticaret ekosisteminde tüm aktörler, dijital pazarlamadan indirim kampanyalarına farklı sayısız yöntemle rekabette öne çıkmak için birbiriyle kıyasıya yarışıyor. Müşterilerin memnun olmasını ve ihtiyaçları için tekrar tekrar sizin markanızı tercih etmesini sağlamak markalar için büyük önem taşıyor. 

Peki, işinizin tedarik ve depo yönetimi tarafında, iyi bir WMS sistemi (Warehouse Management System – Depo Yönetimi Sistemi) sahibi olmanın da müşteri bağlılığınıza etki ettiğini biliyor musunuz? 

Müşterilerinize her zaman doğru ve sorunsuz ürün yollayın 

Depo yönetim sistemleri ile, ürünler depoya girdikleri anda onlara bir SKU kodu atanır ve bu ürünün depolama metodunu, tam olarak depodaki yerini, son kullanma tarihi, özel saklama koşulları, özel paketlenme gereklilikleri gibi bilgileri içerir. Bu da depolama sürecinde insan hatası ve bilgi eksiğinden kaynaklanan aksaklıkların minimize edilmesini sağlar. Örneğin bir kozmetik ürünü veya evcil hayvan mamasının karanlıkta saklanması gerekiyorsa, buna göre planlama yapılabilmesini ve dolayısıyla ürünün bozulmasının önüne geçilmesini mümkün kılar. Sonuç olarak müşterilerinize, yanlış, hasarlı, son kullanma tarihi geçmiş ürün gönderimi gibi sorunlar ortadan kalkmış olur.  

Müşterilerinize ürünlerini en hızlı şekilde ve tam zamanında teslim edin 

Günümüzde tüketicilerin hız beklentisi hiç olmadığı kadar artarken, sizin aynı gün kargo veya ertesi gün teslimat gibi seçenekleri sunamamanız veya daha da kötüsü, ürününüzü taahhüt ettiğiniz zamanı aşarak gecikmeli teslim etmeniz, müşteri memnuniyeti açısından felaketle eşanlamlı olabilir. Depo yönetim sistemleri, her şeyden önce süreçlerinizi otomasyona devrederek hız kazanmanızı sağlar. Sipariş sisteme düştükten sonra hızlıca hazırlanır, Kargo Yönetim Sistemleri ile entegre şekilde paketin gönderileceği adres, desisi, boyutu ve benzeri değişkenlere göre, gönderimi optimum süre ve maliyetle yapacak kargo firması saniyeler içinde belirlenir ve ilgili firmaya teslim edilir. Bu şekilde hem müşterileriniz siparişlerine en hızlı şekilde ulaşır hem de kargo maliyetlerinizi düşürerek elde edeceğiniz kaynağı yine memnuniyet yaratmaya yönelik alanlarda kullanabilme imkanınız doğar. Üstelik pazaryerlerinde “hızlı teslimat” etiketi almanız ve ürününe hemen kavuşan müşterilerin sizin için yapacağı olumlu yorumlar, pazaryeri puanınızı yükselterek sizi rakiplerinizin bir adım ötesine taşır.  

OPLOG K.A.S. (Kargo Alarm Sistemi) sistemimizle entegre olduğumuz kargo şirketlerinin portallarına bağlanarak, ortalama teslim sürelerini aşan gönderimlerle ilgili müşterilerimize anlık bilgi akışı sağlayabiliyoruz. Sonuç? Asla gecikmeyen teslimatlar, mutlu müşteriler. 

Sipariş takibi ve iletişim imkanı sunun 

Sipariş işleme alındı mı, depodan çıktı mı, kargoya teslim edildi mi, dağıtımda mı gibi soruların yanıtlarını anlık olarak iletmeniz, heyecanla satın aldığı ürünü bekleyen müşterilerinizin bu süreçte kendini daha güvende ve rahat hissetmesini sağlar. Bunu yapmadığınızda, beklemek bir hayli can sıkıcı olabilir. Markanın şeffaflığıyla ilgili soru işaretleri doğurabilir. Depo takip sistemleri, genellikle diğer takip ve müşteri memnuniyeti altyapıları ile entegre şekilde çalışarak, müşterilerinizle bu bilgileri proaktif şekilde paylaşabilmenizi, güven ve sadakat yaratmanızı sağlar.  

İade süreçlerinde müşterinizi bekletmeyin 

WMS, yani depo yönetim sistemleri iadeden dönen ürünün hızlıca stoklara geri alınmasını, iadenin kabul edildiği konusunda müşterinize bilgi geçilmesini ve müşterinizin ürün için ödediği ücreti beklemeden geri alabilmesini sağlar. Ve tüm bunlar, kusursuz müşteri deneyimi yolculuğunun bileşenleridir. 

Depo yönetim sistemlerinin iade yönetiminde sağladığı bir avantaj da, stokların karışmasının önüne geçilebilmesidir. İade edilen bir ürün eğer hasarlıysa, onun ayrılması; yeniden satılabilecek bir ürünse vakit kaybetmeden geri stoklara alınabilmesi önemlidir. Böylece hem müşterilerinize düzenli ürün arzı sağlayabilirsiniz hem de sorunlu bir ürünün yeniden başka bir müşteriye gitmesinin önüne geçersiniz. Ayrıca tekrarlayan iadeler sebebiyle ortaya çıkacak kargo masraflarından kaçınır, satılabilecek bir ürünün atıl kalması nedeniyle zarar etmezsiniz.  

Tersine lojistik ile ilgili daha fazla bilgi edinmek ister misiniz? Bu kavramı ve OPLOG olarak tersine lojistik süreçlerini nasıl ele aldığımızı öğrenin. 

En sevilen ürünleriniz her zaman ulaşılabilir olsun 

Depo yönetim sistemleri, bir şirketin tüm stok durumunu gerçek zamanlı olarak görüntüleyebilmesine imkan tanıyan envanter yönetimi yazılımlarına veri akışı sağlar. Böylece şirketler, ürünleri içerisinden sürekli olarak talep edilenlerin ne zaman yeniden tedarik edilmesi gerektiğini görebilir, stoku azalanları “out-of-stock” durumuna gelmeden yenileyebilir. Müşteri sipariş verdikten sonra, “ürününüz stoklarımızda kalmamıştır” gibi bir tatsız uyarı almasının da önüne geçilebilir. Böylece o ürüne o anda ihtiyacı olan müşterinizi rakiplerinize kaptırmamış olursunuz. Depo takip sistemleri ayrıca, fazla stok yapma riskini de ortadan kaldırarak, yatırımınızın geri dönüşünü her zaman alabilmenize destek olur. 

Tüm satış kanallarınızdan gelen siparişleriniz için envanter yönetiminizi tek platformdan yapabilmek işlerinizi ne kadar da rahatlatırdı, değil mi! OPLOG One, pazaryerleri veya kendi websiteniz fark etmeksizin tüm satış kanallarınızdaki stoklarınızı, siparişlerinizi, iadelerinizi ve çok daha fazlasını kolaylıkla takip ve analiz edebilmenizi sağlar. Size tedarik süreçlerinde uçtan uca kontrol imkanı sunar. Böylece müşterileriniz tüm temas noktalarında, tüm ürünlerinize her zaman erişebilir. 

Kampanya dönemlerine hazırlıklı olun 

Depo yönetim sistemlerinin stoklarınız üzerinde size tam kontrol sağlayabilmesi sayesinde, alışveriş sezonu ve kampanya dönemi gibi talebin bir anda çok arttığı dönemlerde, müşterilerinize ürün arzına sorun yaşamadan devam edebilirsiniz. Yine yoğun sipariş akışı içerisinde depo süreçlerinizi hatasız şekilde yürütebilmeye devam eder, kargo ve teslimat aşamasının da yoğunluk nedeniyle sekteye uğramasının önüne geçmiş olursunuz.  

Bundle ürünlerle müşterilerinize avantajlar sunun 

Kampanyalar demişken, bundle ürünlerden bahsetmemek olur mu? “Bundle”, genel bir ifadeyle, birden çok ürünü birbiriyle eşleştirerek, tek bir set halinde avantajlı fiyatlarla satışa sunmak anlamına geliyor. Bu, şirketlerin hem ellerindeki stokları eritmesini hem de müşterilerine kampanyalı ürünler sunarak talebi ve markaya olan ilgiyi artırmasını sağlıyor. Fakat bundle ürün oluşturmanın da belli bir tekniği ve gereklilikleri var. Setin hem müşteri ihtiyaçlarına hem de markanın stok durumuna uygun şekilde oluşturulması, bunun için envanter durumunun ve talebin anlık olarak takip ve analiz edilebilmesi gerekiyor. Ayrıca ürünlerin karışmaması için doğru şekilde barkodlanması, bundle olarak kaydedilen ürünün stokta görülebilmesi gibi detaylar söz konusu. Tüm bunları yapabilmek için de iyi bir depo yönetim sistemine ihtiyaç var.  

Müşteri hizmetlerini kişiselleştirin 

WMS sistemleri, CRM altyapıları ile eşgüdümlü şekilde, müşteri verileri ve sipariş geçmişlerini takip ederek, şirketlere müşterilerinin tercihleri ve davranışları hakkında değerli içgörüler sağlayabilir. Bu şekilde kişiselleştirilmiş hizmetler, özel öneriler ve hedeflenmiş indirimler sunmaya imkan sağlar. Kişiye özel ihtiyaçlara yönelik bu tip çözümler sağlamak da müşterilerinizle aranızda uzun süreli ilişkiler kurmanıza yardımcı olur.  

Müşteri deneyimine yatırım yapmak için kaynak yaratın 

WMS sistemleri ile depo yönetiminde verimliliğinizi artırıp maliyetlerinizi düşürerek, müşteri deneyimine ve markanıza yeni yatırımlar yapabilmek için yeni kaynak ve zaman yaratmış olursunuz. Örneğin daha hızlı kargo ve daha iyi paketleme seçenekleri sunabilir, sadakat programları oluşturabilir, satış sonrası desteğini geliştirebilir, satış kanallarınızdaki müşteri deneyimini iyileştirmeye yönelik geliştirmeler yapabilirsiniz.  

Kısaca özetlemek gerekirse, iyi bir depo yönetim sistemi, müşterilerinize satın aldıkları ürünleri kusursuz ve hızlı şekilde ulaştırmanıza, iade oranlarınızı düşürüp olası iade süreçlerini pürüzsüz şekilde yürütmenize ve markanıza zaman ve kaynak yatırımı yapabilmenize imkan tanır. Bu aşamaların her birini kusursuz şekilde yürütmek demek, pazaryerlerinde buybox puanınızın artmasına da neden olur. Yani, markanızın daha üst sıralarda çıkmasını, algoritmaların müşterilere sizi öncelikli olarak önermesini sağlar. Müşteri memnuniyeti ve sadakatine yaptığınız her yatırım, yeni ve sadık müşteri havuzunuzu genişletmeniz için bir fırsattır.  

OPLOG olarak, müşterilerimizin stoklarını, saydığımız tüm bu kriterleri sağlayan, alanının en iyisi depo yönetim yazılımlarımızla yönetiyoruz. Bizler 150’yi aşkın müşterimizin memnuniyetini sağlarken, onlar da kendi müşterilerinin sadakatini artırmak için çalışmalarına odaklanabiliyorlar.  

Siz de OPLOG iş birliği ile e-ticarette nasıl rekabet avantajı elde edebileceğinizi öğrenmek istiyorsanız, şimdi bizimle iletişime geçin! 

Envanter yönetimi herhangi bir işin başarısında kilit bir süreçtir en küçük bir başarısızlık verimlilik ve kârlılığı engelleme riskiyle karşı karşıyadır.

Stok Yönetimi, Barkod ve Depo Envanter Teknikleri

Stok yönetimi ve envanter teknikleri bir işin başarısında kilit bir roldür. Ayrıca stok yönetim prosedürlerini ihmal etmek verimlilik ve kârlılığı azaltacaktır.

Dahası, yetersiz stok yönetimi prosedürleri müşteri memnuniyetsizliğine de neden olabilir . Bu yazımızda, işletmenizdeki en yüksek verimi sağlamak için dört etkili stok yönetimi ve depo envanteri tekniğine değineceğiz.

Just-in-Time ile Stok Yönetimi ve Depo Envanter Uygulaması

Envanter yönetimi için en popüler yöntemlerden biri Just-in-Time (JIT) envanter kontrolüdür. Bu yöntem, israfı azaltmak, verimliliği ve üretkenliği artırmak için envanteri tam zamanında teslim etmeyi amaçlamaktadır. JIT sisteminin amacı, mevcut üretimi tamamlamak için gereken kesin miktarları sağlamaktır. Bu yöntem imalatçıları tedarikçilerinin güvenilirliğine bağımlı hale getirebilirken, imalat ortamlarında tedarikçinin deposu genellikle üretim yerine çok yakındır.

Depo Yönetim Sistemi (WMS) ile Stok Yönetimi Yapmak

Depo stok yönetimi ve envanter yönetim süreçlerini elle yürütmek, özellikle büyük şirketler için zaman alıcı ve hata ortaya çıkartan bir süreç olabilir. Depo yönetim sistemi (WMS), verimliliği ve üretkenliği büyük ölçüde artırabildiğinden mükemmel bir envanter yönetimi aracıdır. Depo yönetim sistemleri (WMS) ile stok seviyelerini izleyebilir, akıllı telefonlar veya tabletler gibi cihazlarla hızlı bir şekilde envanter verilerinizi inceleyebilirsiniz. Bu, envanterinizi yönetmek için uygun ve güvenilir bir yoldur.

Stok Yönetimi, Barkod ve Envanter Püf Noktası: Küçük ölçekli işletmeler için doğru miktarda stok bulundurmak zor bir süreç olabilir ancak arz-talep ilişkisini dengede tutmak büyük yetkinlik isteyen bir envanter yönetimi tekniğidir. Bununla birlikte, daha büyük işletmeler için emniyet stoğu şeklinde ekstra envanter taşıma etkili bir envanter yönetimi tekniği olabilir.

Tedarikçi performans sorunları ya da maddi belirsizlik gibi konular büyük şirketlerin belirsizliğe karşı bir tampon olarak normal stoklama seviyesine yakın miktarda acil durum stoğu bulundurmaları başarılı bir teknik olarak kabul edilebilir.

Stok Yönetiminde Kullanılan Farklı Barkod Türleri

Stok yönetiminde kullanılan farklı barkodlar, herhangi bir işte envanter yönetimini iyileştirmek için kullanışlı ve hayati farklılıklar ve faydalar sağlayan araçlardır. Özellikle, barkodlar veri güvenilirliğini arttırır, veri girişini hızlandırır ve gerçek zamanlı envanter kontrolünü kolayca uygulamanıza izin verir.

Stok Yönetiminde Kullanılan Farklı Barkod Türleri Nedir?

En temelinde bir barkod, basitçe bir desende veya resmin içindeki verileri şifrelemeyi içerir. Envanter yönetimi bağlamında, her bir öğeye benzersiz bir tanımlayıcı (seri numarası, parti numarası veya madde kodu gibi) atanır.

Bu tanımlayıcı bir desen içinde kodlanır ve basılır. Daha sonra öge alındığında veya satıldığında, barkod taranarak öğenin tanımlanması sağlanır.

Standart barkod, tek boyutlu bir barkoddur. Tek boyutlu barkoda, benzersiz tanımlayıcıdaki her alfa sayısal karakter, siyah ve beyaz çizgilerden oluşan tanımlanmış bir kalıp ile temsil edilir. Her karaktere sabit bir miktarda yatay boşluk verilir (7 üniteye bölünür); her karakteri temsil etmek için, barkodun her birimi kısmen tanımlanmış bir şekilde renklendirilir.

Örneğin, '8' sayısı bir beyaz alan, iki siyah alan, bir beyaz alan ve dört siyah alan olarak temsil edilebilir. Bununla birlikte, tek boyutlu barkodlar tek biçimli değildir. Rakip barkod standartları çoktur, bunların birçoğu belirli uygulamalara diğerlerinden daha uygundur.

İki boyutlu barkodlar (matris barkod olarak da bilinir) önermenin hâlâ aynı olmasına rağmen biraz farklıdır. Veriler, bir makine tarafından kolaylıkla okunabilen kompakt, grafik bir formda temsil edilir. İki boyutlu barkodlar çeşitli şekillerde düzenlenebilir ve resimlere veya sanata gömülebilir.

Bununla birlikte, en yaygın iki boyutlu barkodlar, bir takım işaretler veya noktalar içeren kareler veya dikdörtgenlerdir. En çok bilinen iki boyutlu barkod QR kodudur. Standart bir QR kodu beyaz bir arka plan üzerine kare ızgarada düzenlenmiş siyah karelerden oluşur.

Taşıma Maliyetlerini Stok Yönetimi  ve Depo Envanter Teknikleri İle Azaltma

Son olarak, envanter taşıma, beraberinde fazlasıyla ekstra maliyetle birlikte gelir. Bu nedenle, iyi bir envanter yönetimi süreci bu masrafları olabildiğince azaltmak üzerine kuruludur. Bunu yapmanın etkili yolu ekonomik sipariş miktarını kullanmaktır. Bu yöntemde, birimlerdeki yıllık kullanım, sipariş başına maliyet, yıllık taşıma maliyeti oranı, birim maliyeti ve sipariş miktarının birim cinsinden bilgileri kullanır.

Bu bilgi ile envanter taşıma maliyetinin en düşük olduğu sipariş miktarını bulmayı, taşıma maliyetlerini azaltmayı ve diğer önemli görevler için maliyenizi serbest bırakmayı hedefleyebilirsiniz. Bugün OPLOG ile çalışarak envanterinizi teknoloji ödüllü bir lojistik ortağının kusursuz süreç yönetimine emanet edin.

Satın alma davranışları e-ticarete yönlendikçe depo tasarımları otomasyon yardımı ve trendler uygulanarak devam ettirilmelidir.

6 Faktör: Depo Tasarımı

Depo Planlaması Sırasında Depo Tasarımını Şekillendiren 6 Faktör


Depo Planlaması için tüketiciler giderek satın alma davranışlarını e-ticarete yönlendirdikçe ve otomasyon gibi yeni teknolojilerin kullanıma girmesiyle birlikte, depo tasarımının bu trendleri takip etmek ve uyum sağlamak için gelişmeye devam etmesi gerekecektir.
Üstelik depo planlaması aşamasında tasarımdaki kilit bileşenleri anlamak, sonuç veren optimum bir operasyonun sağlam temelini oluşturur. Depo planlaması gerçekleştirirken dikkate alınması gereken birçok unsur ile birlikte depo tasarımına da değineceğimiz bu başlıklar operasyonlarınızda daha başarılı sonuçlar almanıza yardımcı olabilir. 

Depo Planlaması Esnasında Depo Tasarımını Şekillendiren 6 Faktör

Tavan Yüksekliği: Artan e-ticaret satın alma eğilimleri sayesinde depo tasarımı çeşitlenen ürün sayısı sayesinde geleneksel modellerden uzaklaşmaya başladı artık çok daha erişilebilir çok daha verimli ve optimize yerleşim planı içeren depolar karınızı maksimize etme noktasında tercih ediliyor.

Sütun Aralığı: Depolardaki sütun aralığı, optimizasyon için anahtar rol oynayabilir fakat bu noktada daha fazla ürün barındırmak için güvenlikten ödün vermemek gerekiyor. Birbirine çok yakın olan sütunlar arasında dolaşan forkliftler için tehlike arz edebilir. Ayrıca birbiri arasındaki mesafe çok fazla ise depolama alanı tam potansiyelinde kullanılmaz ve envanter için daha az depolama alanına sahip olmuş olursunuz.

Düz Zeminler: Düz beton zeminler depo içerisindeki dolaşımda olan yük kapasitesini artırabilir, daha yüksek ve sıkı raf konfigürasyonlarını sağlayabilir ve konveyör hatlarınızın hızını arttırabilir. Düz zemin taşıma ekipmanının verimliliğini artırarak daha hızlı, kesintisiz bir hareket sağlar.

Treyler Parkı: Bir dağıtım merkezinde ürün miktarı arttıkça, emek ve park için depo planlaması önemli bir husustur. Treyler parkuru, mevcut ihtiyaçlar ve gelecekteki büyüme için uygun olmalıdır.

Güç Otomasyonu: Teknoloji ve otomasyon kullanımı arttıkça, otomatik bir makine için doğru gücün sağlanması ihtiyacı bir depoyu tasarlarken mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.

Sürdürülebilirlik: Aydınlatma, bina izolasyonu, su koruma önlemleri ve güneş panelleri, tasarım sırasında göz önüne alınması gereken yeşil ve sürdürülebilir girişimlerdir. Bu çabalar, bir bina çevresel ayak izinin azaltılmasına ve potansiyel olarak maliyet tasarrufuna neden olabilir. Ayrıca, bir öğenin ele alınma sayısını sınırlamak için bir düzen değerlendirilmesi ve işlemi düzene sokmak, verimlilik üretebilir ve bir dağıtım işlemi vasıtasıyla bir öğe elde etmek için kullanılan enerjinin miktarını azaltabilir.

Stok yönetimi e-ticaret işletmenizdeki en önemli konulardan biri. Peki stok yönetiminizi kolaylaştıracak yöntemler nelerdir? Detaylar OBLOG'da.

Stok Yönetiminizi Kolaylaştıracak 8 Çözüm

Alışveriş sezonunda e-ticaret markanızın satışlarını sorunsuz şekilde gerçekleştirmek istiyorsanız stok yönetiminizi doğru ve eksiksiz yapmanız oldukça önemli. Peki, stok yönetiminin nasıl yapıldığını ve bu alanda işinizi kolaylaştıracak çözümleri biliyor musunuz? Eğer cevabınız hayır ise endişelenmeyin ve içeriğimizi okuyun!

Stok yönetimi, e-ticaret firmanızın stok ile ilgili olan kontrollerinde maliyeti en az seviyede tutarken, müşterilerinizin isteklerini de gecikmeden ve doğru şekilde karşılayabilmeniz için hakim olmanız gereken ve titizlikle yürütülmesi gereken bir süreçtir. Envanter yönetimi olarak da bilinmektedir.

Stok yönetimi yapmanın belli bir kriteri yoktur ve firmadan firmaya göre değişiklik gösterir. Günümüzde stok yönetimini geleneksel yöntemlerle, yani elle sayım usulü ile yapan firmalar bulunsa da, çoğu işletme artık bu süreci dijital yöntemlerle, yani bu iş için üretilmiş olan özel yazılımlarla gerçekleştiriyor. Stok yönetiminde kullanılan farklı barkod türleri de bulunuyor ve bunlar herhangi bir işte envanter yönetimini iyileştirmek için büyük faydalar sağlıyor. 

Stok yönetimini doğru şekilde yapmak için dikkat etmeniz gereken bazı aşamalar var. İlk olarak kullanacağınız depoyu tanımalı ve depo dizilimini kararlaştırmalısınız. Stokta tutacak olduğunuz ürünleri özelliklerine, sayılarına veya sizin için en kolay olacağına inandığınız şekilde ayırmalısınız ve bu ürünlerin listelemesini yapmalısınız. Depoya giriş-çıkış kontrollerini sağlayabilmek için, stok yönetiminde kullanmayı tercih ettiğiniz barkod yöntemini seçmeli ve deponuzdaki tüm stoku buna göre yönetmelisiniz.

Bunların yanında stok yönetiminiz için düzenli raporlama yapmalı, böylece bu alandaki başarınızı verilerle doğru şekilde ölçümlemelisiniz. Doğru ve eksiksiz stok yönetimi, diğer bir deyişle “envanter takibi” için yapmanız gereken temel şeyler bu şekilde.  

Stok yönetimi özellikle, Efsane Cuma, Anneler Günü, Sevgililer Günü ve benzeri önemli alışveriş dönemlerinde e-ticaret markaları için çok daha fazla önem kazanıyor.

Gelin, stoklarınızı hatasız şekilde yönetmenin avantajlarını sıralayalım:  

Stok yönetimi ile üretim, tedarik ve satış süreçlerinizde düzenlilik ve süreklilik sağlarsınız. 

Stoklarınız düzenli olarak kontrol edileceği için ürün kayıp oranınız en az seviyeye iner.  

Eksik veya fazla ürünlerinizin tespiti kolaylaşır. 

Stok yönetimini insan gücü yerine bu alana özel yazılımlar ile yapmayı tercih ettiğinizde, zamandan ciddi anlamda tasarruf edersiniz.

Stok yönetiminizi net ve doğru bir şekilde yaptığınızda, deponuzu yönetmek çok daha kolay hale gelir. 

Alışveriş sezonunda stoklarınızı hatasız şekilde yönetmek ürün bilgilerinizin her daim güncel olmasını sağlar. Böylece örneğin, stok aşımına uğrayan bir ürünü satıp müşterinize karşı mahcup olmazsınız.  


Stok Yönetiminin Dezavantajları Nelerdir?

Stok yönetimi doğru şekilde yapıldığında size sayısız avantaj sağlar. Ancak bazı detayları göz ardı etmek çeşitli dezavantajlar yaratabilir. Örneğin,  

Stok yönetimi yazılımınızı yanlış kullanmak veya bu yazılımdaki bir bozukluk, elinizde olmayan bir ürünün varmış gibi gözükmesine, dolayısıyla stokta kalmamış bir ürünün satılmasına neden olabilir.  

Gereğinden fazla stok tutmamak e-ticarette altın bir kuraldır. Stokta tutulan ürünlere olan talep dış etkenlere bağlı olarak, pandemi, popüler olan ürünlerdeki değişiklikler gibi nedenlerle bir anda azalabilir, stokta tutulan ürünün fiyatı düşebilir ve bunlar zarara neden olabilir.  


Stok Yönetiminde Dikkat Etmeniz Gerekenler

E-ticaret stok yönetiminizi alışveriş sezonunda doğru şekilde yürütebilmek için dikkat etmeniz gereken bazı noktalar var.

Stok maliyetlerinizi gözden geçirmek, 

Müşteri taleplerini doğru anlamak ve 

Stokta olan ürünlerinizin raf ömrünü takip etmek bunlardan birkaçıdır. 


Stok Yönetiminde İşinizi Kolaylaştıracak Çözüm Önerileri

Şimdi gelin, hem stoklarınızı daha kolay şekilde yönetmenizi sağlayacak hem de e-ticaret markanızı güçlendirecek çözüm önerilerine göz atalım. Özellikle alışveriş sezonu öncesinde bu çözümler çok işinize yarayacak!

 👀 Stok Yönetim Yazılımı Kullanın 

 Stok yönetim yazılımı kullanmak, siz alışveriş sezonunda e-ticaret markanızın satışlarına odaklanmışken, stoklarınızın otomatik olarak kontrol edilebilmesini sağlar ve böylece bu alana ekstra zaman ve iş gücü ayırmanıza gerek kalmaz.  

 E-ticaret satışlarınızı hatasız şekilde yönetmek için stok sayımını aksatmamak oldukça önemlidir. Düzenli stok sayımı, alışveriş sezonunda karşılaşmanız muhtemel olan ani talep artışlarını en iyi şekilde yönetmenizi sağlayacaktır. 

 💸 Maliyetlerinizi Düzenli Olarak Hesaplayın

 Stok yönetimi kapsamında, stoklarınızı depolamak için gerekli olan depo masrafları, ürün maliyetleriniz ve tedarik ile lojistik maliyetlerinizi düzenli olarak kontrol etmeniz e-ticaret markanız için fazla veya beklenmedik maliyetleri önleyecektir. 

 🔍 Stok Sayınızı Az Tutun ve Alt Limit Belirleyin

 Fazla stok tutmak, satış olmadığı takdirde ürünlerin elinizde kalmasına neden olur. Bu durumda hem yatırımınızın karşılığını alamamış olursunuz hem de deponuzda yeriniz azalır. Bu da zarar demektir. Stok sayınızı optimumda tutmak ve hangi üründen ne kadarlık bir stok tutmanız gerektiğini anlamak için, e-ticaret markanızın kümülatif satışlarını incelemelisiniz. Böylece fazla stokun yaratacağı maliyetlerin önüne geçebilirsiniz.  

 ⏰ Ürünlerin Raf Ömrünü Takip Edin

 Raf ömrü kısa olan ürünlerinizin stok yönetimini FIFO (depoya ilk giren ürünün depodan ilk çıkması) olarak bilinen prensibe göre yapmalısınız. Böylece ürünlerin rafta bozulmasının veya eskimesinin önüne geçer, ortaya çıkabilecek maliyetleri engellemiş olursunuz.

 ♻️ İade Ürün Kontrollerine Dikkat Edin

 Deponuza gelen iade ürün kontrollerini en dikkatli şekilde yaptığınızdan emin olun. Örneğin bir ürün defolu olduğu için iade edildiyse, onu sorunsuz olanlardan farklı bir yerde depolamalısınız. Buna dikkat etmediğiniz takdirde defolu ürününüzü farklı müşterilerinize tekrar tekrar yollar; hem süregelen iadeler sebebiyle kargo maliyetlerinizi artırır hem de müşteri memnuniyetini düşürmüş olursunuz.  

 ✍🏻 Ürün Açıklamalarınızı Detaylandırın

 Sattığınız ürünlerin özelliklerinin net şekilde bilinmesi, stok yönetimi sürecinde depo yerleştirilmesinin doğru ve kolay şekilde yapılabilmesine yardımcı olacaktır. Benzer ürünlerin ayrıştırıcı özelliklerinin yeterince açıklanmaması, depoda yanlış ürün seçimlerine yol açabilir. Bu nedenle tüm detayları titizlikle yazmak önemlidir. 

 🗣 Tedarikçiniz ile İletişiminizi Güçlü Tutun

 Tedarikçiniz ile kuracağınız güçlü iletişim, sizi iletişimsizlik sonucu oluşabilecek ürün eksikliğinden korur ve ürün satışlarınızın, satışın en yoğun olduğu özel günlerde bile kesintisiz şekilde devam etmesini sağlar. İhtiyacınız olduğu durumlarda veya fazla stok gerektiren alışveriş sezonlarından önce  gerekli olan ürünleriniz için tedarikçinize ulaşabileceğinizden emin olmalısınız.  İşinizi garantiye almak için birden fazla tedarikçiyle çalışmayı da düşünebilirsiniz. Bunlar, stok problemleri yaşamanızı engelleyecektir ve sağlıklı bir stok yönetimi yapmanızı sağlayacaktır.  

Stok yönetimi A’dan Z’ye eksiksiz yapılması gereken bir iş. Bu noktada OPLOG olarak, çok kanallı satışta ihtiyacınız olan stok yönetiminin kontrolünü, OPLOG One kullanarak en az hata ile tek panel üzerinden sağlayabilirsiniz. Omnichannel fulfillment ile ürünlerin bir veya daha fazla kanal ve pazar yerinde satışa sunulduğu tüm durumlarda, arka planda kusursuz işleyen depo yönetim sistemlerimizle stok yönetiminizi sizin için tek bir platformda toplayarak kolaylaştırıyoruz.

Birbiriyle tamamen entegre altyapılara sahip sistemler üzerinden sadece depo stok yönetiminizi değil, aynı zamanda sipariş yönetiminizi, ürün paketlemelerinizi, kargolama ile iade süreçlerinizi ve müşteri iletişiminizi sağlıyoruz. Tüm bu süreçleri sizden devraldığımızda, siz de satış ve büyüme hedeflerinize odaklanabiliyorsunuz.

Tedarik zinciri yönetimi süreçlerinizi iyileştirmek için mutlaka göz önünde bulundurmanız gereken maddeleri sıraladığımız blog yazısı için tıklayın.

Tedarik Zincirinde Değer Yaratan İpuçları

Tedarik Zincirinde Değer Yaratan İpuçları | OPLOG

Saygın bir dördüncü parti lojistik (4PL) sağlayıcısı, (OPLOG gibi) işletmelerin tedarik zinciri boşluklarını ve verimsizlikleri bulmasında hayati derecede yardımcı olabilir.

İşletmenizin OPLOG gibi verimlilik ve değer katmaya odaklanan lojistik kuruluşları ile iş birliği içerisinde olması geleceğe yönelik attığınız adımların daha sağlam olması açısından fazlasıyla önemlidir.

Tedarik zinciri yönetimi süreçlerinizi iyileştirmek için aşağıdaki maddeleri mutlaka göz önünde bulundurun;

Tedarik Zinciriniz İçin Özel Bir Çözüm Kullanın.

OPLOG gibi dördüncü parti lojistik hizmeti sunan şirketler bir şirketin tüm lojistik operasyonunun sorumluluğunu üstlenirler. Bu, bağımsız bir şirket veya aynı şemsiye altında kurulmuş bir şirket aracılığıyla olabilir.

4PL’ler(dördüncü parti lojistik), müşterilerine kapsamlı tedarik zinciri çözümleri sunmak için kendi organizasyonunun kaynaklarını, yeteneklerini ve teknolojisini, üçüncü taraf lojistik(3PL) şirketleriyle bir araya getirir ve tüm tedarik zincirin tasarımını ve yönetimini üstlenirler.

4PL’ler lojistik hizmet sundukları şirketle herhangi bir varlık veya istihdam ilişkisine sahip değildir.

Çok Modlu Bir Tedarik Zinciri Yaklaşımı Düşünün.

Yükünüzün seyahat etmek için uzun bir mesafesi varsa sadece karayolu değil havayolu ve demiryolu hizmetini de göz önünde bulundurmak maliyetler ve zaman açısından tedarik zinciriniz için çok değerli olabilir.

Mesela kullandığınız lojistik planına demiryolunun eklenmesi size paradan tasarruf ettirebilir. Ayrıca, genel yakıt tüketimini düşürerek gönderinizin karbon ayak izini de azaltabilirsiniz. Bu şirketinizin kamuoyu önünde de saygınlığını fazlasıyla arttıracaktır.

Tedarik Zinciri Teknolojisinden Yararlanın.

Bir yük nakliyesi düzenlemeden önce, nakliye sırasında bir gönderiyi izlemek için hangi yöntemleri kullandıklarını sağlayıcınıza sorun. İyi bir lojistik sağlayıcı, sevkiyattan teslimata kadar sevkiyatları takip etmek için bir nakliye yönetim sistemine sahip olacaktır.

Güvenilir ve saygın bir marka olun. Unutmayın, yalnız gitmek zorunda değilsiniz. Taşımacılık gönderilerinizi öncelikli hale getirmek için personel ve kaynakları ile OPLOG gibi güvenilir bir 4PL sizin en iyi lojistik ortağınız olabilir.

OPLOG’un profesyonel uzmanlarının tedarik zincirinizdeki verimsizliği ortadan kaldırmaya nasıl yardımcı olabileceği hakkında daha fazla bilgi edinin.

E-ticaret artan değer ve talep çokluğu sebebi ile her geçen gün yeni teknolojik gelişmelere hızlı bir şekilde uyum sağlamaya çalışıyor.

Depo Yönetim Metodunuzun Modası Geçti Mi?

E-ticaret artan değer ve talep çokluğu sebebi ile her geçen gün yeni teknolojik gelişmelere hızlı bir şekilde uyum sağlamaya çalışıyor. Bu süreci doğru teknolojik hamleler ve süreçler ile kontrollü bir şekilde yürütmeyi başarabilen e-ticaret firmaları da şüphesiz gelecekte rakiplerine oranla çok daha iyi konumda olacaklar.

 E-ticaret her ne kadar teknoloji ve yeni gelişmelerle birlikte anılsa da çoğu firma lojistik ve depolama yöntemleri ile modası geçmiş, ilkel metotları uygulamakta ısrar ediyor. Ancak geleneksel depo yönetim metotları artık işletmelerin ihtiyaçlarına tam olarak cevap veremeyebiliyor. Üstelik depo yönetim davranışlarının sebebini para tasarrufu olarak da nitelendiriyorlar. 

Oysaki bu büyük bir yanlış. Lojistik ve depolama yöntemlerinde kullanılan ilkel uygulamalar özellikle finansal kaynakların isabetli kullanılması gereken e-ticaret firmalarına para ve zaman kaybettirmekten öteye gidemiyor.

Bugün özellikle e-ticaret firmalarını yakından ilgilendiren ve bir o kadar da hayati öneme sahip bir konuya değinmek istiyoruz. Kullandığınız ya da uyguladığınız depolama ve lojistik uygulamaları günümüz modern uygulamalarını ve şartlarını karşılayabiliyor mu? 

Eğer lojistik ve depolama süreçleriniz için bu soruya verebilecek net bir cevabınız yoksa üzerinde fazlasıyla düşünmeniz gereken kritik noktalar var demektir. 

Modası geçmiş süreçler hakkında daha net bir fikrinizin oluşması için aşağıda yazdığımız maddelerden biri ya da birkaçı kesinlikle en net örnek olarak gösterilebilir.

 Ürün lokasyonu veya bilgilerini elle yazma

Kağıt envanter listelerinin yığınları

Ayrıca lojistik ve depolama süreçlerinde çok fazla manuel adımın olması beşeri hata dağılımını da büyük oranda etkiler.

Envanteri alırken yanlış hesaplama yapan bir kişi