Renkli arkaplan üzerinde kozmetik ürünleri

Kozmetik Endüstrisinde Dijital Dönüşüm

Kozmetik endüstrisi son yıllarda ürün geliştirmeden satış ve pazarlamaya kadar her aşamada iddialı adımlar atıyor. Kozmetik markaları ve perakendeciler özellikle ürünlerin üretimi, paket tasarımları, tedarik zinciri yönetimi ve müşteri sadakati gibi alanlarda yenilikleri hayata geçirmek için teknolojiyi giderek daha fazla kullanıyor. Bu da, kalitenin iyileştirilmesini ve tüketicilere daha kişiselleştirilmiş deneyimler sunulabilmesini sağlıyor. 

 

2022 yılında bir önceki yıla göre %16’lık büyüme elde eden sektörün alt kategorileri cilt bakımı, saç bakımı, makyaj malzemeleri, parfümler, banyo malzemeleri, deodorantlar ve ağız bakım ürünleri şeklinde sıralanıyor. 2021 yılı verilerine göre pazarın kategoriler bazındaki lideri %41'lik payla “cilt bakımı” olurken, Kuzey Asya bölgesel pazarlar içerisindeki yaklaşık yüzde 35’lik payıyla öne çıkıyor.   

 

2022 yılında küresel kozmetik pazarlarının geliri 93,05 milyar ABD doları olarak hesaplanmıştı. Gelirin 2023 sonunda 100 milyar doları aşacağı ve 2027 yılına kadar yaklaşık 124 milyar dolarlık hacme ulaşacağı tahmin ediliyor.

Kozmetik Endüstrisinde Tedarik Zinciri 

Kozmetik endüstrisinde tedarik zinciri, ürünlerin üreticilerden perakendecilere ve ardından tüketicilere hareketini içeren bir süreçtir. Üreticiler makyaj, cilt bakım ve saç bakım ürünleri gibi kozmetik ürünleri üretir ve daha sonra toptan satıcılara veya doğrudan perakendecilere dağıtır. Kozmetik mağazaları veya çevrimiçi pazaryerleri gibi perakendeciler de bu ürünleri tüketicilere satar. 

  

Kozmetik endüstrisinin karşılaştığı en büyük zorluklardan biri, tüketici talebinin çok sık değişiyor olması. Tüketiciler, kendi özel ihtiyaç ve tercihlerini karşılayan kişiselleştirilmiş ürünleri giderek daha fazla talep ediyor. Kişiselleştirilmiş ürünlerin yanı sıra, kozmetik markalarının müşterilerine özelleştirilmiş paketlemeler sunmaları da kozmetik endüstrisinde değişimi tetikliyor. Bunun sonucunda ise benzersiz içeriklere sahip niş ürünler sunan kozmetik markalarının sayısında artış yaşanıyor. Öte yandan geleneksel tedarik zinciri, seri üretim ve dağıtıma odaklandığı için, tüm bu değişken taleplere ayak uydurmakta çoğu zaman zorluk yaşıyor. 

  

Kişiselleştirilmiş paketleme hizmetlerimiz hakkında bilgi almak için; 

 

Kozmetik ürünleri satın almak için çevrimiçi pazaryerlerine giderek daha fazla yönelen müşteriler de geleneksel perakende modelinde değişime yol açıyor. Çevrimiçi alışverişteki bu artış perakendeciler için, uygulanması maliyetli ve zor olabilen dijital pazarlama ve çevrimiçi dağıtım kanallarına yatırım yapma ihtiyacı yaratıyor.  

 

Öyle ki, Bandt’in araştırmalarına göre kozmetik şirketleri 2022'de reklamlara yaklaşık 7,7 milyar dolar harcadı. Kozmetik sektöründeki reklam harcamaları yılda %2,2 oranında büyüyor ve en iyi reklam kanalı hala televizyon olarak görülürken, dijital reklamcılık da etkisini giderek artırıyor. 

  

Son yıllarda kozmetik ürünlerde kullanılan içeriklere yönelik bilincin gelişmesi de sektör üzerinde yeni bir baskı unsuru oluşturuyor. Tüketiciler, satın aldıkları ürünlerin kendi bedenlerine, çevreye ve topluma etkileri konusunda daha fazla araştırma yapıyor. Neilson’ın araştırmasına göre tüketicilerin %40,2'si satın alma kararı verirken doğal içerikler arıyor. Sürdürülebilirliği ve etik kaynak sağlamayı önceliklendirmeyen, geleneksel üretim süreçlerine ve tedarik zincirlerine bağımlı olan şirketler ise, bu yeni taleplere uyum sağlamakta zorlanabiliyor. 

Teknolojinin Kozmetik Ürünlerinin Tedarik Zincirine Etkisi 

Verimlilik artışı, maliyetlerde azalma ve veri yönetiminin iyileştirilmesi gibi pek çok faydasıyla teknoloji, kozmetik alanında da üretim aşamasından perakende satışa kadar tedarik zincirlerinin genelinde dönüşümü tetikliyor.  

  

Kozmetik tedarik zincirlerinde otomasyon, verimlilik artışındaki önemli araçlardan biri. Otomasyon kullanımı, üretim süreçlerini hızlandırıyor, tedarik sürelerini azaltıyor ve üretim süreçlerini düzenli hale getirerek hata riskini düşürüyor.  

  

Ayrıca teknoloji, tedarik zincirinde daha iyi veri yönetimini de mümkün kılıyor. Kozmetik şirketleri artık müşterileri hakkında tercihleri ve satın alma alışkanlıkları gibi verileri toplayıp analiz edebiliyor. Bu veriler, envanter, ürün geliştirme ve pazarlama stratejileri hakkında bilinçli kararlar vermek için kullanılabiliyor. 

  

Teknolojinin bir diğer faydası da maliyetlerin azalması. Örneğin şirketler, kağıt israfını azaltmak ve satın alma sürecini kolaylaştırmak için elektronik sipariş ve fatura entegrasyonu sistemlerini kullanabiliyor. Ek olarak, çevrimiçi pazaryerleri, kozmetik şirketlerinin küresel ölçekte müşterilere ulaşmasını sağlayarak fiziksel mağazalarla ilişkili maliyetlerini azaltıyor. 

  

Yeni teknolojiler tedarik zinciri ortakları arasında daha fazla iş birliği ve iletişimi de mümkün kılıyor. Örneğin şirketler, verileri paylaşmak ve gerçek zamanlı olarak iş birliği yapmak için bulut tabanlı platformları kullanıyor, bu da daha verimli ve etkili tedarik zinciri operasyonlarını sağlıyor.   

Peki, kozmetikte hangi teknolojiler kullanılıyor? 

Yapay Zeka (AI): AI, kozmetik endüstrisinde kişiselleştirilmiş öneriler, ürün geliştirme ve envanter yönetimi dahil olmak üzere çeşitli amaçlar için kullanılıyor. Yapay zeka destekli algoritmalar, kişiselleştirilmiş ürün önerileri yapmak, müşteri deneyimini iyileştirmek ve satışları artırmak için müşteri verilerini ve tercihlerini analiz edebiliyor. AI, aynı zamanda ürün geliştirme ve tasarımını bilgilendirmek için tüketici geri bildirimlerini analiz etmek için de tercih ediliyor. Ayrıca yapay zeka, talebi tahmin ederek ve ürünlerin ihtiyaç duyulan yerde ve zamanda stoklanmasını sağlayarak envanter yönetimini de optimize edebiliyor. 

  

Blokzincir: Blokzincir teknolojisi, kozmetik endüstrisinde tedarik zinciri şeffaflığını ve izlenebilirliğini geliştirmek için kullanılıyor. Şirketlerin blokzincir teknolojisi kullanarak ürünlerin üretimden perakendeye geçişini kontrol edebilmeleri de mümkün. Bu, şirketlerin ürünlerin orijinalliğini ve menşeini doğrulamasını, sahtecilik riskini azaltmasını ve düzenlemelere uygunluğunu sağlıyor. 

 

Ipsos tarafından yayınlanmış olan bir rapor, kozmetik endüstrisinin bu hızda büyümeye devam ettiği takdirde, birtakım zorluklarla karşılaşabileceğini vurgulamıştı. Tüketicilerin kozmetikte ürün özellikleri açısından en çok dikkat ettiği üç kelime “doğal”, “temiz” ve “sürdürülebilir” olarak karşımıza çıkarken, blokzincir üzerinde oluşturulan ve “kanıt noktası” olarak adlandırılan noktalarda ürünün hangi özellikleri taşıdığı şeffaf bir şekilde tüketiciye sunulabiliyor. 

 

Sanal Gerçeklik (VR): VR teknolojisi, kozmetik endüstrisinde müşteri deneyimini geliştirmek ve ürün iyileştirmek için kullanılıyor. Örneğin şirketler bu yolla, sanal güzellik danışmanlığı ve ürün tanıtımları oluşturabiliyor. 

 

Bunun en son örneği olarak da Clinique tarafından oluşturulan ve müşterilerin satış danışmanlarından ürün bilgisi alabildiği The Clinique Lab’ı gösterebiliriz. Müşteriler, bir satın alma işlemi yapmadan önce sanal olarak farklı makyaj ve saç stillerini deneyebiliyor, bu da müşteri memnuniyetini artırmaya ve iade riskini azaltmaya yardımcı oluyor. 

 

Google da alışveriş sezonu boyunca işletmelerin ve tüketicilerin aramalarında kullanabilecekleri artırılmış gerçeklik destekli bir dizi yeni özelliğe sahip.  

Bunlardan biri, en çok aranan makyaj ürünü fondöten için, kullanıcıların cilt tonuyla eşleşen ürünü bulmalarına yardımcı olan fotoğraf kütüphanesi. Farklı yaş, cinsiyet, yüz şekli, etnik köken ve cilt tipini temsil eden 148 modelin kullanıldığı kütüphane, AR desteği ile kullanıcılara çeşitli markalardan 2000 renk tonunu denemelerini sağlıyor.  

 

Ek olarak, VR, ürün geliştirme sırasında farklı aydınlatma koşullarını ve cilt tiplerini simüle etmek için kullanılabilir ve bu da şirketlerin daha etkili ve kapsayıcı ürünler oluşturmasına olanak tanıyabilir. 

 

Robotik: Robotik, üretimden dağıtım ve perakendeye kadar kozmetik tedarik zincirinin birçok yönünü otomatikleştirme potansiyeline sahip. Bugün robotlar, güzellik ürünlerinin paketlenmesi ve sevkiyatını otomatikleştirmek, işçilik maliyetlerini azaltmak ve verimliliği artırmak için kullanılıyor. 

 

Teknoloji Kullanılırken Karşılaşılan Sorunlar ve Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar 

Teknolojinin kozmetik tedarik zincirine uygulanması birçok fayda sağlayabilirken, başarılı bir şekilde kullanımı sağlanmadığında birtakım zorluklar ortaya çıkabilir. 

 

Maliyet: Kozmetik tedarik zincirinde teknolojiyi benimsemek özellikle küçük işletmeler veya kısıtlı bir bütçeyle faaliyet gösterenler için büyük maliyetler oluşturabilir.  

 

Uyumluluk: Mevcut sistemler veya süreçlerle uyumlu değilse, yeni teknolojiyi uygulamak da zor olabilir. Teknolojini herhangi bir mevcut altyapıya sorunsuz şekilde entegre edilebilmesi ve personelin onu nasıl etkin bir şekilde kullanacağı konusunda eğitilmesi sağlanmalıdır. 

 

Sürdürülebilirlik: Şirketler uyguladıkları her teknolojinin çevresel etkisini göz önünde bulundurmalı ve atıkları azaltan ve karbon ayak izlerini en aza indiren sürdürülebilir seçimler yapmaya çalışmalıdır. 

 

Özetle, kozmetik tedarik zincirinde teknoloji giderek daha önemli hale geliyor ve verimlilik artışı, maliyetlerin azaltılması ve veri yönetiminin iyileştirilmesi gibi birçok fayda sağlıyor. Ayrıca sanal deneyimler, kişiselleştirilmiş öneriler ve diğer yenilikçi özellikleri etkinleştirerek genel müşteri deneyimini iyileştirmeye yardımcı oluyor. 

  

Heyecan verici olanaklar sunan 3D baskı ve artırılmış gerçeklik gibi gelişmekte olan teknolojilerle çok yakında sektöre  daha da fazla yenilik gelecek gibi görünüyor. Bu teknolojiler, şirketlerin özelleştirme, verimlilik ve sürdürülebilirlik alanındaki geliştirmelerine yardımcı olurken aynı zamanda hızla gelişen bir pazarda rekabetçi kalmalarını da sağlayabilir. 

  

Bununla birlikte, işletmelerin maliyet, uyumluluk, güvenlik, etik hususlar ve sürdürülebilirlik dahil olmak üzere yeni teknolojilerin uygulanmasıyla ilgili zorlukları ve hususları dikkatlice değerlendirmesi önemlidir. Bunu yaparak işletmeler, operasyonlarını iyileştirmek ve kozmetik endüstrisindeki müşteriler için yeni değer yaratmak için teknolojiden başarıyla yararlanabilir. 

 

OPLOG olarak en yeni teknolojilerle kozmetik markanızın B2B ve e-ticaret satışlarında size uçtan uca omnikanal fulfillment hizmeti sunuyoruz. Satın al butonundan teslim edilmesine kadar olan tüm süreçte titizlikle siparişinizle ilgileniyoruz, paketleme aşamasında ise ürünleriniz için katma değerli hizmetler kullanarak, siparişlerinizi kişiselleştiriyoruz. 

 

Omnikanal fulfillment hizmetimiz hakkında daha detaylı bilgi almak için bugün iletişime geçin.

E-MAIL ADRESİNİZİ BIRAKIN 📧

OPLOG Bilgi Deposuna Abone Olun