Bu yazımızda online giyim mağazanızın başarısı için izlemeniz gereken metrikler ve operasyonlarınızı geliştirmenize yardımcı olacak ipuçlarını keşfedin.

Online Giyim Mağazanız için Bilmeniz Gerekenler

Online Giyim Mağazanızda Takip Etmeniz Gereken Metrikler Neler?

Bu blog yazımızda online giyim mağazanızla başarıyı yakalamak için takip etmeniz gereken metriklere ve operasyonlarınızı geliştirmek için bu metrikleri nasıl kullanabileceğinizle ilgili ipuçlarına yer vereceğiz. 

Bu metrikleri bilmek neden önemli? 

Müşterilerinizin sipariş başına ortalama ürün sayısı, tekrar satın alma oranları, iade yüzdeleri ve değerlendirme sayıları gibi takip edebileceğiniz çok sayıda KPI, yani performans göstergesi bulunuyor. Siz de doğru metrikleri takip ederek işletmeniz hakkında önemli içgörüler elde edebilir ve büyümenizi hızlandırabilirsiniz.  

Satış Dönüşüm Oranı (Conversion Rate)  

Dönüşüm oranı, e-ticarette en önemli metriklerden biri olarak öne çıkmakta. Online mağazanızda satın alma yapan ziyaretçilerin, toplam ziyaretçi sayısına bölümü ile dönüşüm oranınızı hesaplayabilirsiniz. Satış dönüşüm oranı pek çok noktada iyileştirmeler yapmanıza olanak tanıyabilir.

Örneğin, ziyaretçi sayısı aylık 10.000 olan web sitenizde Mayıs ayı boyunca 500 ürün satışı elde ettiniz. %5’lik bu dönüşüm oranınızın, dönemsel cazip kampanyalar ve ücretsiz kargo gibi sepet tutarını artıracak yöntemlerle lineer olarak artmasını bekleyebilirsiniz.

Dönüşüm oranınızın devamlı olarak hedefinizin altında kalması veya yükselmemesi, web sitenizde sunduğunuz kullanıcı deneyimiyle, ürün açıklama ve görsellerinizin yeterli olup olmadığıyla veya doğrudan fiyatlandırmanızla ilgili bir şeylerin ters gidiyor olduğuna işaret edebilir. 

Ortalama Sipariş Tutarı (Average Order Value)  

Ortalama sipariş tutarı, müşterilerinizin e-ticaret sitenizde her sipariş verdiklerinde harcadıkları ortalama tutarı ifade eder. Ortalama sipariş tutarınızı öğrenmek için, mağazanın belirli bir süre zarfındaki toplam gelirini toplam sipariş sayısına bölmeniz yeterli olacaktır. 

Mağazanızın Mayıs ayı boyunca 50.000 TL geliri olduğunu ve 1000 sipariş aldığını varsayalım. Bu durumda Mayıs ayına ait ortalama sipariş tutarınız 50 TL olacaktır.  

Ortalama sipariş tutarı ne ifade eder? 

Bu metrik müşterilerinizin satın alma davranışlarındaki değişiklikleri izlemek için işinize yarayacaktır. Örneğin, kısa bir dönem için 150 TL ve üzeri alışverişlerde ücretsiz kargo seçeneğini sunduğunuzda, o döneme ait ortalama sipariş tutarınızın 120 TL’ye çıktığını fark ederseniz, ücretsiz kargo kampanyanızı devam ettirmek veya kısa dönemli indirimler sunmak için yeni çalışmalar yapabilirsiniz. Bundle(set) ürünler oluşturmak, beraber satılabilecek ürünleri bir pakette toplamak veya diğer müşterilerin satın aldıklarına benzer öneriler sunmak ortalama sipariş tutarınızı artırmanıza yardımcı olabilir.  

Sipariş Başına Ortalama Ürün Sayısı (Average items per order)  

Sipariş başına ortalama ürün metriğini takip ederek, müşterilerinizin tek bir sepette kaç ürün satın aldığıyla ilgili içgörüler elde edebilirsiniz. Sipariş başına ortalama ürün sayısı basit bir şekilde, belirli bir periyottaki toplam sipariş sayısının, toplam satılan ürüne bölünmesiyle hesaplanır. Bu metrik ile beraber, en çok satılan hangi ürünlerinizin bir arada satıldığına dair veriler elde edebilir, beraber satılan ürünlere yönelik daha kişiselleştirilmiş öneriler, dönemsel kampanyalar sunabilirsiniz. 

Müşteri Edinme Maliyeti (Customer Acquisition Cost)  

Markanıza sadık ve sitenizden düzenli alışveriş yapan müşterileriniz var, evet; peki her bir müşteriyi kazanmak için harcadığınız maliyet nedir? Ürün ve çalışan maliyetlerinizin yanı sıra pazarlama çalışmalarınızı da içeren bu metrik; satış ve pazarlama faaliyetlerinin toplam maliyetinin, belirli bir dönemde kazanılan yeni müşteri sayısına bölünmesiyle hesaplanabilir.  

Örneğin, spor kıyafetleri satan bir işletmeniz olduğunu düşünelim. Mayıs ayı boyunca pazarlama ve satış aktivitelerinize 10.000 TL harcadığınız ve bu sürede 1000 yeni müşteri edindiniz. Bu durumda Mayıs ayı boyunca bir müşteri edinme maliyetiniz 10 TL oldu.  

Bu metrik neden önemli? 

Müşteri edinme maliyetinizi bilmek, satış ve pazarlama harcamalarınızın doğrudan bir yatırım getirisi (ROI) sunup sunmadığını öğrenmenize yardımcı olur.  

Maliyetin yüksek olması, pazarlama ve satış faaliyetlerinize fazla harcama yaptığınızın bir göstergesi olabilir. Müşteri edinme maliyetinizi azaltmak için, sosyal medya, email pazarlaması, referans pazarlaması ve SEO gibi organik pazarlamaya yönelik kanallardaki faaliyetinizi artırabilirsiniz. 

Tekrar Satın Alma Oranı (Repeat Purchase Rate)  

Müşterilerinizin belirli bir periyotta mağazanızdan birden fazla sipariş vermesini ifade eder. Tekrar satın alma oranınızı bulmak için, belirli bir zaman aralığında iki veya daha fazla sipariş veren tüm müşteri sayınızı, yine aynı periyottaki total müşteri sayısına bölün.  

Araştırmalara göre, dünya genelinde online perakendecilerin tekrar satın alma oranları %28,2’yi buluyor. Hazır giyim sektöründe ise bu rakam %26.

Tekrar satın alma oranınızın yüksek olması pek çok açıdan iyidir: 

Müşteri bağlılığınız ölçmek ve bu konuda kendinizi geliştirmek için markanıza içgörü sağlayabilir. Belirli bir periyotta birden fazla alışveriş yapan müşteriler zamanla sadık müşterilere dönüşebileceği gibi, doğrudan çevrelerine tavsiye eden marka elçileri rolüne de bürünebilirler.  

Markanızdan düzenli olarak alışveriş yapan müşterileriniz, her satın alma işleminde daha fazla harcama yapma eğiliminde olacaklardır. Bu da gelir ve karlılığınızı artırmaya yardımcı olacaktır.  

Tekrar satın alma oranınızı artırmanın en önemli koşullarından birini ise müşterilerinize sunduğunuz kullanıcı deneyimi oluşturuyor. Satış ve iade süreçlerinde sunduğunuz kusursuz deneyim, müşterilerinizin size tekrar tekrar dönmelerini sağlar.  

OPLOG, e-ticaretin “satın al” butonundan sonraki tüm süreçlerinde müşteri memnuniyetindeki kritik noktaları sağlamlaştırırken, müşterilerinizin mutlu ve sizinle kalmasını sağlar. OPLOG’un kusursuz fulfillment deneyimi ile tanışmak için bizimle iletişime geçin.

Tedarikçi ne demek, kimlere tedarikçi denir, tedarikçinin başlıca sorumlulukları nelerdir gibi soruların cevapları ve daha fazlasını okumak için tıklayın!

Tedarikçi Ne Demek? Kimlere Denir?

Tedarikçi Ne Demek? Kimlere Denir? | OPLOG

İyi işleyen bir tedarik zincirinin anahtarı, tedarikçilerdir. Buna göre, iyi performans gösteren tedarikçilerle çalışmak iyi bir yaklaşım ve başarılı bir işin anahtarıdır.

İş dünyasındaki bir tedarikçi, mal ve hizmet tedarik eden bir kişi veya kuruluş olarak tanımlanabilir. Bu, işletmenin tedarik zincirinin belirli bir ürünün toplu değerini sağlayan kısmıdır. Bir tedarikçi genellikle ya ürünü kendisi üreten üretici ya da malları üreticilerden satın alan bir distribütör olarak bilinir.

Gerçekleşmekte olan operasyonu en iyi şekilde sürdürebilmek için bir tedarikçi şunları yapmalıdır:

✔️Tedarik tesisi (işyerleri, siteler, ekipman)'ı  güvenli bir durumda tutmak

✔️Talimatlar doğru bir şekilde takip edildiğinde güvenli olan kimyasal ve biyolojik maddeler tedarik etmek

✔️Ekipmanın nasıl güvenli bir şekilde kullanılacağına dair yazılı talimatlar sağlamak

✔️Ekipmanı güvenli durumda muhafaza etmek

İster perakende, ister tüketici hizmetleri veya işletmeden işletmeye faaliyet gösteriyor olun, doğru
tedarikçileri bulmak çok önemlidir. İşte tam da bunu yapmak için bazı tavsiyeler…

Tedarikçi bulmanın yolları;

İşletmeler arası ticaret rehberleri,
Bulunduğunuz sektör için gerçekleştirilen fuarlar ve sergiler,
Sosyal medya da yer alan sayfalar,
Ticaret grupları ve oluşumları,
Sektörel öneriler,

Öncelikle nasıl bir tedarikçiye ihtiyacınız olduğunu belirlemelisinizdir. Aşağıda yer alan tedarikçi çeşitlerine göz atıp, daha fazla bilgi edinebilirsiniz.

Hizmetler

Bunlara elektrik, su, telefon, BT, e-posta, web sitesi barındırma, kırtasiye, tesisler, ulaşım vb. tedarikçileri dahildir.

Alt yükleniciler

Bir ticaret işi yapıyorsanız, bunlar diğer esnafları da gereken operasyonlar için içerecektir. Danışman, eğitim sağlayıcı vb. iseniz,  bu kişilerle doğrudan veya bir ajans aracılığıyla sözleşme yapabilirsiniz.

Üreticiler

Bazı iş türleri için ürünleri veya bileşenleri doğrudan tedarik zincirinin en erken noktasından, yani üreticiden satın almak mümkündür. Satış zincirinde aracılar olmadan temin edilen yoldur ve en ucuz seçenektir. Bununla birlikte dikkat edilmesi gereken diğer bölüm, bazen üreticilerin minimum sipariş boyutu vardır ve bu, birçok küçük işletme için çok yüksek olabilir.

Eğer bir ürün icat ettiyseniz, ticarete başlamanın yolu da yine bir üretici bulmaktan geçmektedir.

Distribütörler

Toptancılar olarak da adlandırılabilirler. Genellikle bir dizi üreticiden büyük miktarlarda mal satın alırlar. Distribütörler ayrıca farklı üreticilerden ürün tedarik edebilir ve bu süreçte bir ürünün üreticisi ile dağıtım veya tedarik kanalındaki bir başka işletme arasında aracılık yapar.


Yurt içi distribütör gibi tanımlanabilirler ve sadece yurtdışından aldıkları ürünleri vardır. Bazı ülkelerde, tedarik zincirlerinin çalışma şekli nedeniyle, ithalatçılar için doğrudan üreticilerden satın almak zor olabilir. Bu nedenle ithalat yapmadan önce edineceğiniz ürünü hangi ülkeden seçeceğinize iyi karar vermeniz gerekir.

Dijital Ticarete Geçiş - Ticaret Savaşları

OPLOG,  e-ticaret alanında markalarını büyütmek ve operasyonel kusursuzluk ile müşteri memnuniyetini maksimize etmek isteyen her ölçekten firmaya hizmet sunar.


Stoklamadan sipariş karşılamaya paketlemeden kargolamaya kadar tüm operasyonel süreçlerinizi OPLOG ile yöneterek, markanızı yurtdışına büyütün. OPLOG ile operasyonel kusursuzluğu erişin, daha fazla bilgi almak için:

D2C markalarının fulfillment hizmet süreçlerini ve fulfillment partneri seçerken dikkat etmeleri gereken önemli noktaları inceleyeceğiz.

D2C Markalar için Fulfillment Partneri Seçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Son yıllarda e-ticaret dünyasında yeni bir trend yükselişe geçti: Doğrudan Tüketiciye (D2C) satış modeli. Bu modelde markalar, ürünlerini perakendeciler veya distribütörler aracılığıyla satmak yerine doğrudan son tüketiciye ulaştırmayı tercih ediyor. Bu basit değişim, markalara ve müşterilere birçok avantaj sunuyor. D2C e-ticaret pazarlama modelinde; perakendeciler, online mağazalar ve ağ pazarlaması (networking) yapan markalar da dahil olmak üzere birçok marka tarafından tercih ediliyor.  

Eğer bir D2C markası iseniz, yeni depolar kurmak veya yüksek hacimli siparişleri karşılamak için yeterli zaman ve kaynağa sahip olamayabilirsiniz. Ürünler aracılar olmadan doğrudan son tüketiciye satıldığı için markalar, satış fiyatından daha büyük bir pay alarak kar marjlarını ve yatırım kaynaklarını önemli ölçüde artırabilirler. 

Bu yazımızda D2C markalarının fulfillment hizmet süreçleri ve fulfillment partneri seçerken dikkat edilmesi gereken konulara değineceğiz.  

Doğrudan Tüketiciye (D2C) Fulfillment Hizmet Süreçlerinde Nelere Dikkat Edilmeli? 

Daha önceki yazılarımızda büyük ölçekli e-ticaret şirketlerinin yaşadığı sorunlardan bahsetmiştik. Herhangi bir e-ticaret şirketi için genişleme ve büyüme hayati öneme sahiptir. Ancak arz ve talepteki ani yükseliş durumlarında, mesela kampanya ve satış hacimlerini artırdıkları dönemlerde, ek depo alanı ve sipariş karşılama kapasitesinin yerine getirilmesi için hızlı aksiyon alınması gerekecektir. Bu süreçte krizleri önceden tespit edip, çözüm üreten bir fulfillment partnerinin varlığı her şeyi değiştirebilir.  

Müşterileriniz, B2C markalardan farklı olarak kendi e-ticaret platformunuz üzerinden sipariş verdiği andan itibaren sipariş süreci başlar. Markalar; ürünlerin depolanması, paketlenmesi ve teslimatı dahil olmak üzere tüm fulfillment sürecini perakendeci ve pazaryeri platformunu kullanmak durumunda kalabilir.  

D2C markalarda ise fulfillment sürecini doğrudan kontrol ettikleri için ürünleri daha hızlı teslim edebilir. Ayrıca, fulfillment hizmeti için üçüncü taraf bir şirketle çalışmadıkları takdirde maliyetleri düşürebilir. Böylece sürecin özelleştirilmesiyle daha iyi bir müşteri deneyimi sunulabilir.  

Bu süreçte fulfillment partnerinizin farklı lokasyonlardaki depoları, depolama koşulları ve teknolojik koşulları azami önem taşır. Seri numara ve SKT takibinin yanı sıra FIFO (First-In-First-Out) teknolojilerinin kullanılmasıyla her bir ürününüzün son müşterinize aynı tazelikte ulaştıran OPLOG’un kozmetik markalarına sunduğu avantajları keşfetmek için tıklayın. 

Kozmetik gibi hassas ürünlerde özel depolama ihtiyacınızı bir türlü çözüme kavuşturamıyor musunuz? Operasyonlarınızı OPLOG’a taşıyın, taşınma masraflarınızı biz karşılayalım. *2 kamyona kadar. 

Depolama kadar önemli bir diğer adım elbette envanter yönetimi. Envanter yönetimi doğru yapıldığı takdirde maliyetleriniz azalacak, elde edilen kar aynı oranda artacaktır. Doğrudan tüketiciye satış (D2C) modelinde envanter yönetimi, stok seviyelerini optimize eder ve ürünlerin doğru zamanda doğru yerde olmasını sağlayarak markaların karlılığını ve müşteri memnuniyetini artırmayı hedefler. 

Yine B2C markalardan farklı olarak D2C markaları, perakendeciler veya toptancılar gibi aracılar olmadan doğrudan son tüketiciye satış yaptığı için, talep tahmini daha karmaşık olabilir. Daha yüksek stok dönüş hızlarına sahiptirler, bu da envanter yönetimini daha da önemli hale getirir.  

B2C markalarda müşteri satın alma verilerine erişim için perakendeciler veya pazaryerlerine bağımlı olabilir. D2C markalarda ise, müşteri satın alma verilerine doğrudan erişebildiği için daha doğru talep tahminlerini doğru bir şekilde yapabilir.  

Artan sipariş hacmi, tedarik zinciri üzerinde baskı yaratabilir. Bu noktada fulfillment partneriniz, operasyonlarınız üzerinde kontrol sağlayabileceğiniz bir altyapıya sahip olması, ölçeklenme sorunlarınızı telafi edecek, marka müşterilerinizin memnuniyet skoru giderek artacaktır.  

OPLOG’un kullanıcı dostu arayüzü OPLOG One ile tüm siparişleri tek panelde görebileceğinizi biliyor muydunuz? E-ticarette hızlı büyüyen bir markaysanız OPLOG’un size sunacağı uzmanlıklardan hemen şimdi faydalanın.  

D2C markaları için sadece müşterilere ürünleri ulaştırmak değil, aynı zamanda onları farklı kılacak veya özel hissettirecek şekilde artı bir değer katmak da önemli. Sipariş edilen ürünler, nakliye sırasında hasar görmelerini önlemek için elbette paketlenir, ancak markanıza özgü katma değerli hizmetlerden yararlanarak; askılı depolama, set hazırlama, özel etiketleme ve barkodlama gibi uygulamalarla müşterilerinize özel bir deneyim sunmak ve marka değerinizi artırmak için önemli aşamalar arasında yerini alır.  

Küçük sipariş miktarlarına kıyasla yüksek sipariş frekansına sahip ağ pazarlamasında müşteri taleplerine e-ticaret hızında yanıt verebilmek, özelleştirilmiş paketleme seçenekleri sunabilmek ve aynı zamanda hem tüketicilerden hem de marka temsilcilerinden gelen iadelerle başa çıkmak sektörü daha zorlu hale getirebiliyor.   

Depolamadan paketlemeye tüm fulfillment süreçlerinizde yaşadığınız sıkıntılar giderek artıyorsa, 10 yıllık deneyimi ve %98 memnuniyet skoru sağlayan OPLOG’a geçmekten korkmayın. E-ticaret operasyonlarınız için ilk adım olan onboarding süreçleriniz de en kolay haliyle yerine getirileceğinden hiç şüpheniz olmasın! 

E-ticaret pazarında rekabet yoğun, bu rekabette o markanın yalnızca uygun fiyatlı ürünler satması veya o ürünleri eksiksiz olarak iletilmesi elbette yeterli olmayacak. B2C ve D2C, her iki model de teslimat hizmeti sunsa da, bazı önemli farklar da bulunabilir. B2C pazarında teslimat süreci genellikle perakendeciler veya pazaryerleri tarafından yönetilir.  

Markalar, teslimat süreci üzerinde daha az kontrol sahibi olabilir. D2C markalarda bu konuda daha fazla kontrol ve esneklik sağlar. D2C markalarda standart teslimatın yanı sıra kapıda ya da ekspres teslimat gibi farklı teslimat seçenekleri sunulabilir.  

Çalıştığınız fulfillment sağlayıcınız, müşterilerinizin ne istediğini daha iyi anlamalarına yardımcı olacak daha fazla veriye sahip olmalı, sipariş işleme ve teslimatı optimize etmek için altyapısını daima geliştirmelidir. 

Bu süreçte %99,99 sipariş doğruluk oranıyla OPLOG, 13.00'a kadar gelen siparişlerinizi özenle hazırlayıp aynı gün kargo firmalarına teslim ediyor, müşterilerinizin ihtiyaçlarını sürekli karşılayarak, her siparişte memnuniyet garantisi sunuyor. Anne bebek ürünlerinden vitamin takviyelere kadar tüm gönderimlerde OPLOG'un markanız için özelleştirdiği çözümleri keşfedin. 

D2C markalar, müşteri hizmetlerini kendi bünyelerinde de yapabileceği gibi maliyeti düşük tutmak için kendi ekiplerini kurmak ve yönetmek yerine, müşteri hizmetleri ile ilgili günlük işleri 3PL firmasına da devredebilir. Müşteri ilişkileri yönetmek işletmenizin başarısını sürdürmek için kritik öneme sahiptir. Söz konusu sorunları çözüme ulaştırmasıyla maliyet avantajı elde etmekten müşteri sadakati oluşturmaya kadar, şirketinizin uzun vadeli başarısını etkileyen birçok unsura etki eder. Doğru şekilde gerçekleştirilmediğinde, teslimat hizmetlerinde yaşanan aksaklıklar müşteri memnuniyetsizliğine ve hatta kayıplara neden olabilir, bu da marka itibarınızı ve gelirinizi olumsuz yönde etkileyebilir.  

Fulfillment partneriniz; müşteri hizmetleri kısmında sizden gelen talep ve çağrılara haftanın yedi günü, günün 24 saati telefon veya e-posta desteği sağlayabilmelidir. Müşteri hizmetlerinin yanıt verme hızı, sorunları çözüme ulaştırmada atik olması ve özellikle uluslararası e-ticaret yapılıyorsa müşterinize atanan özel temsilcisinin dil bariyerine takılmaması önemlidir.  

"Omnichannel” kavramı bu noktada da ön plana çıkıyor, müşteri hizmetlerinde de her kanaldan ulaşılabilir olmanın önemi de giderek artıyor. Eğer saydığımız en temel fulfillment aşamalarında sıkıntılarınız var ve giderek artıyorsa, belki de fulfillment saylayıcınızı değiştirmenin vakti gelmiştir. D2C markası olarak fulfillment sağlayıcınızın sizinle uyumlu olup olmadığını daha iyi anlamak için sizi buraya alalım.  

Omnichannel hizmette sınır tanımayan OPLOG  

B2B toptan satış ve tedarikçi kanallarından D2C satışlara kadar, omnichannel fulfillment’ı günden güne güçlendiren yapısıyla OPLOG, markalar için her zaman tam görünürlük ve kontrol sağlıyor. E-ticaret lojistiğinde deneyimli yapısı, envanter yönetimi ve müşteri iletişimi konularında teknolojik çözümleriyle yüksek hizmet seviyesi sunuyor.  

Hızlı entegrasyon ve hiçbir aksaklık yaşamadan sorunsuzca OPLOG’a geçmeye ne dersiniz? Taşınma riskleri sizi endişelendirmesin. Üstelik 2 kamyona kadar taşınma masraflarınızı biz karşılıyoruz. 

OPLOG’un başarı hikayesinin bir parçası olmak isterseniz, hemen teklif alın! 

Fulfillment Partneri Seçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler

teknoloji

Fulfillment

Bilgi Deposu-Kategorisi

Hemen ücretsiz abone olun!

Hakkımızda-kategori

Normalde sipariş karşılama sürecine dahil olmayan ve siparişe ya da ürüne özel talep edilen isteklerin tamamına katma değerli hizmet denir.

OPLOG Sözlük | Katma Değerli Hizmetler (VAS)

Normalde sipariş karşılama sürecine dahil olmayan ve siparişe ya da ürüne özel talep edilen isteklerin tamamına katma değerli hizmet denir. Buna en güzel örnek olarak hediye paketi verilebilir.

Katma değerli hizmetler (VAS), şirketler tarafından temel ürün veya hizmet tekliflerine ek olarak sağlanan ek hizmetleri ifade eder. Bunlar, müşteri deneyimini geliştirmek ve ek faydalar sağlamak için tasarlanmıştır.
Paketleme ve ambalajlama, hediye paketi ve notu, barkodlama, etiketleme, bundle (özel set oluşturma) ve ürün kalite kontrolü, ilk akla gelen VAS örnekleridir.  

Neden katma değerli hizmetler sunmalısınız? 

Katma değerli hizmetleri kullanmanın temel amaçlarından biri müşteri memnuniyetini ve bağlılığını artırmaktır. VAS, bir şirketin rakiplerinden farklılaşmasına yardımcı olabilir ve müşteri deneyimini daha verimli hale getirebilir.  
Müşteriler ek hizmetler için daha fazla ödemeye istekli olabileceğinden, VAS bir şirketin gelirini artırmaya da yarayabilir. İşletmeler için, müşteriyi elde tutma oranını artırmaya ve müşterilerin bir rakibe geçme olasılığını azaltmaya da yardımcı olur. 

Katma değerli hizmetler kullanmanın dezavantajları  

Yukarıdaki avantajlara ek olarak müşterilerinize katma değerli hizmetler sunmanın bazı dezavantajları da vardır. Birincisi, hizmetleri sağlamak ve desteklemek için ek kaynaklar gerektirebileceğinden, iş operasyonlarınızda karmaşıklığa neden olabilir ve maliyet yükseltebilir. Ek olarak, doğru şekilde uygulanmadığı takdirde müşteri memnuniyeti üzerinde olumsuz bir etkiye yol açabilir.  
Diğer bir olası dezavantaj, bazı müşterilerin katma değerli hizmetlerle ilgilenmemesi veya bunlar için ödeme yapmaya istekli olmamasıdır. Bu da ek gelir olmadan ek maliyetlere yol açabilir. Ek olarak, özellikle kar marjları düşükse, bazı katma değerli hizmetler işletme için karlı olmamaktadır.

Katma Değerli Hizmetler (VAS)